17 NİSAN SABAHI
Sayın Başbakana göre millet kazandı. Aynı kanıda değilim. Millet kazanmadı. Ama Sayın Başbakan ve evet kampanyası yürütenler de kazanmadı.
Çünkü: Devletin tüm olanakları kullanılmış, Sayın Cumhurbaşkanı göreve başlarken tarafsız olacağı yolunda ettiği yemine karşın taraf olmuş, Bakanlar, Valiler, Kaymakamlar, Öğretmenler, İmamlar ellerindeki olanakları evet oyunun fazla çıkması yolunda kullanmaya zorlanmıştır. Mitinglere katılma yolunda kamu personeline baskı yapılmış, meydanlarda öz çekim yapılarak katıldığını ispatlayamayanlara ceza verileceği tehditleri savrulmuştur. Milliyetçilerin oyunu almak için bozkurt işareti yapılmış, kürtlerin oyunu almak için semalarımızda kürt bayrağı dalgalanmasına izin verilmiştir.
Diğer tarafta ise hayır kampanyası yürütenlerin kürsüleri yıkılmış, araçları yakılmış, toplantıları silahlarla basılmıştır. Meydan mitingleri yapılacak illerin valileri güvenliğin sağlanamayacağı gerekçesi ile mitingleri engellemiş, salon toplantıları salon sahiplerine uygulanan baskılarla önlenmiş, toplantı bölgelerinin elektrikleri kesilmiş, bu da yetmeyince toplantı yapılacak yere gönderilen militanlarla sabote etmeye çalışılmıştır.
Kısacası bir tarafta herkesin verdiği vergilerle elde edilen uçaklar, helikopterler, ultra lüks araçlar, beş yıldız oteller, lüks misafirhaneler bedava kullanılmış ve evet kampanyası yapılmış, diğer tarafta Prof. Metin Feyzioğlu ve değerli dostum Doç. Dr. Ümit Kocasakal gibi isimler çocuğunun rızkını harcayarak hayır kampanyasını yürütmüştür.
Bu kampanya orantısızlığı sadece AB ve AGİT gibi kurumlar tarafından değil aynı zamanda evet kampanyasını yürütenler tarafından da kabul görmüş bir gerçektir.
Sonuç: % 51,4 evet, % 48,6 hayır çıkmıştır. Üstelik de oyların % 5’i yani yaklaşık 2,5 milyon oy yasal şartlarda kullanılmadığı, seçim yasasının amir hükümlerinin aksine mühürsüz pusulalarla kullanılmasına ve yüksek seçim kurulu başkanının itiraf ettiği gibi (6) saniye boyunca siyasi partilerle bağlantıların kesilerek, denetimden uzak gizli çalışmaya karşın….!
Şimdi bu şartlar altında sandıklardan halkın hür iradesinin çıktığı iddia edilebilir mi?
Yine bu şartlar altında biz kazandık denilebilir mi?
Takdir duygusal değil, mantıklı düşünenlerindir.