SÜNNETÇİNİN VİTRİNİ
Giriş katta sünnetçilik yapan bir vatandaş vitrinini hayvan biblolarından olan malzemelerle süslemiştir. Bir gün dükkânın önünden geçen bir dostu vitrindeki hayvan figürlerini görünce dayanamayıp içeri girer ve sünnetçi arkadaşına sorar: ‘Hayrola sen burada sünnetçilik yapmıyor musun?’ Der. Sünnetçi de tabii ki sünnetçilik yaptığını söyleyip sorunun nedenini öğrenmek ister. Meraklı arkadaş vitrindeki hayvan figürlerinin mesleği ile ilgisini kuramadığını dile getirdiğinde de sünnetçi de: ‘Ne yani, ne koymamı bekliyordum?’ şeklinde cevap vermek zorunda kalır.
Hafta sonu oylaması yapılacak ve 18 maddeden oluşan Anayasa değişiklik paketi ile ilgili iki seçenek vardır. Biri evet, diğer hayırdır. Normalde evet taraftarlarının neden evet dediklerini, hayır taraftarının da neden hayır dediklerini açıklamaları gerekmektedir.
Ne yazık ki bu 18 maddelik değişiklik TBMM sinden geçerken de Meclis TV yayını durdurulmuş, çalışmalar halktan gizli yapılmıştır. Tüm çalışmalar sırasında hiç 18 maddeden bahsedilmemekte, varsa yoksa ‘Eyyyy Kılıçtaroğlu…!’ diye başlayan cümlelerle ana muhalefet partisi genel başkanına saldırılmaktadır. Yaptıkları işin meyvesini vitrine koymaya utandıkları için değişiklik paketinden bahsedememektedirler. Sayın Devlet Bahçeli muhalif ve hayır kampanyası yürüten eski yandaşlarına sataşıp vitrine Onları koymakta, Sayın Cumhurbaşkanı ve Sayın Başbakan ise ana muhalefet partisinin Sayın Genel Başkanına yüklenmektedir.
Yaptığınızın utanılacak bir iş olduğunu biliyorsanız neden yapıyorsunuz? Yok eğer aslanlar gibi arkasındayız diyebiliyorsanız daha önce neden çalışmaları gizli yürüttünüz? Neden şimdi Kılıçtaroğlu da Kılıçtaroğlu diyorsunuz? İnsan iştigal konusunu sergileyemiyorsa da hiç değilse makas, gazlı bez, oksijen gibi aksesuarlarla süsler…
Ey halkım! Bu son fırsattır. Daha önce defalarca yanılan, sizden özür dileyen, Yaratandan af dileyenleri bir daha bu duruma düşürmemek için Onlara yardımcı olunuz. Duygusal değil, mantıklı olunuz. Bu defa af dilemekle, özür dilemekle çözemeyeceğimiz, telafisi mümkün olmayan bir kararın eşiğinde olduğunuzu lütfen unutmayınız. Hayırlısıyla….