SİYASÎ HOLİGANLIK
Sayın Cumhurbaşkanı futboldaki holiganlığıın siyasette de olduğuna dikkat çekti. İkna edici öneri, fikir ve yorumlar yerine kusurlar üretip bunları kamuoyu önünde sık sık vurgulayarak rakibi refüze etmek anlayışı siyasî holiganlıktan kurtulmalıyız artık. Dünyanın gözü üstümüzde. Aşağılayıcı terim ve kavramlar üretmekten vazgeçmeli bütün siyasetçilerimiz. Bu holigan siyasetinden bıktı millet.
Sayın Yüksel Demirkol arkadaşımın sosyal medyada güzel bir paylaşımı vardı ki ben de paylaştım onu: Erdoğan’ı tek adamlıkla suçlayacağınıza adam olmaya çalışın da tek kalmasın!
Bir sevdiğim arkadaşım da “Edebiyat öğretmeninin böyle bir paylaşım yapması çok acıklı!” demiş, demiş de nedenini yazmamış. Beni yazdığım eserlerden tanıyor olmalıydı. Seksen öncesi sağ-sol çatışmaları içinde millet inim inim inlerken, siyasetçiler hep birbirine holiganca suçlamalar yapıyordu, bunun da tarihe tanıklık edecek romanını yazmıştım. Çatışma değil uzlaşma üreten barış kültürü dedim yıllarca. “Üretilmişi satın almayı değil, aklınızın ürettiğini sartmayı öğrendikçe çağdaş Türkiye’yi kuracak çağla yarışacaksınız!” diye seslendim öğrencilerim aracılığıyla tüm cumhuriyet gençliğine.
15 yıldır siyasî alternatifin özlemi içinde halk. Bekliyor ki biri daha çıksın da eğitim, tarım, sağlık, güvenlik, yatırım, yargı ve yönetim sistemimizi şöyle yapsak böyle yapsak…daha iyi olur desin. Yok… Alternatif yok! Belki de var, alternatifi olan çok ama ortaya çıkamıyor ki…Partilerin lider kadrolarına gidip alternatif üretenleri dinletebilmek mümkün mü? Bu köşeden eğitim-kültür-sanat için çok çözüm projeleri yazdım, büyük medya kuruluşlarını da haberdar ettim bunlardan. Hangi parti yönetimi çağırdı da senin anlattıklarını bir masaya yatıralım hele gel dedi? Yok!
Bir ara televizyonlarda boy gösteren Sayın Meral Akşener’e alternatif siyaset üretecek diye umut bağlamış, bunu da köşelerimden yazmıştım. Fatsa mitingine de gittim. Bayağı da kalabalıktı. Söze 17- 25 Aralık diye başladı. Dondu kaldı kalabalık, bir ihtiiyar bağırdı “Kızım bunları biliyoruz, sen ne yapacağını anlat!” diye haykırdı. Halk ilgi göstermişti kendisine ama aradığını bulamamıştı. Doğru ya da yanlış tartışılır tabi…ama sürekli çözüm üreten, sürekli sistem arayışı içinde olan kim? Bir düşünün Allah aşkına, millet aşkına!
5 yıllığına seçilecek bir yürütme sistemi için oy isteniyor halktan şimdi. Daha iyi yönetilelim diye üretilmiş bir değişiklik paketi bu. Bu paket gelirse tıkanma olur, Meclis çalışamaz, tek kişiye bu kadar yetki verilmez, bu yetkilerle evliya olsa şaşar,diktatöre hayır…gibi söylemler var da alternatif paket sunan yok! Hep kusur hep kusur… Kardeşim doğrusunu söyle…yok! Soruyorsun beş yıllık diktatör olur mu? Bu yönetim beş yıl boyunca astığım astık kestiğim kestik der, hiç kimseyi dinlemezse, Meclise yasa yaptırmamak için siyasî manevralar yaparsa halk bunu göremez mi yani? Siz hiç süreli diktatörlük rejimi gördünüz mü? Hangi diktatör seçimle devrildi?
Erdoğan’ı çözüm üretmeden kusur bulma ve kusurluyu da yerden yere vurma siyaseti (holigan) tek adam yapıyor. Rakipleri bunu görmeli artık. Seçim kaybedenler çekilmeli. Alternatif üretebilenler gelmeli ki tek lidere kalmasın millet! Sürekli seçimden galip çıkana diktatör suçlamasıyla hücum ederek nereye varabilirsiniz ki? Halk var arkasında diktatör dediğinizin halk!