SIRADAN BİR GÜN
Bugün 24 Şubat 2017; tarihte herhangi bir gün, kimi için sıradan, kimi için hüzünlü, kimi için coşku dolu bir gün. Ülkemizin geneline baktığımızda ise, kaos, acı, şiddet, korku, kararsızlık dolu bir gün. Kimi işsizlikle mücadele ediyor, kimi üzerine atılı suçları aklama derdinde, kimi işinden olmuş, kimi ailesinden ayrı kalmış, kimi cephede ölüm kalım savaşı veriyor, kimi evinde, gidenlerden bir haber bekliyor.
Kimi işinde gücünde, kimi gönül derdinde, kimi hasta şifa peşinde, kimi özlemle beklemekte, kimi alıp başını gitmelerde.
Yaşadığımız bu öylesine anlarda, bir çocuk; evinin penceresinde babasını bir daha ne zaman göreceğini düşünmekte, bir adam; yarınının ne olacağını hiç bilememekte, bir kadın; üniversitedeki öğrencilerine kavuşacağı anı beklemekte, bir yazar; gazetesindeki köşeye çok uzaktan yazısını göndermekte, bir çizer; gün ışığına hasret, kuşlara, çiçeklere dokunamadan karikatürler çizmekte. Bir piyanist; belki de en güzel notaları sadece zihninden çalabilmekte…
Kimi eve et mi balık mı alsam derdinde, kimi aşkın en hüzünlü yerinde, kimi sınavında, kimi sabah kahvesinde, kimi komşusuyla sohbette, kimi ne giysem de daha zayıf görünsem derdinde.
Aynı saatlerde, bir anne çocuğunun hiç dönmeyeceğini bilerek halen bekliyordu, gelen haberle yıkılsa da, inanmıyordu sonsuzluğa gidişine, bir baba cinnet geçirip küçücük çocuğunun gözyaşlarını görmeden, annesiyle birlikte yokediyordu ruhunu, bedenini; bir çocuk, okul koridorlarında çaresizce kaçıyordu, ruhunu bedenini taciz edenlerden; bir çocuk, örselenmiş bedeniyle, ruhunu tamir etmeye çalışıyordu annesinin kokusuna sığınarak….
Kimi evet mi desem, hayır mı desem derdinde, kimi Başkanlık, kimi sultanlık derdinde, kimi yeni araba, kimi ev peşinde, kimi daha çok kazanmanın, kimi de kaybetmemenin derdinde.
Tam o anlarda, bir adam çaresizce hayatının sıfırlanışını, tüm emeklerinin bir gecede boşluğa atıldığını görerek, elinde avucunda kalanlarla hayatını tamire çalışmakta, bir kadın özgürce yürüyebilmenin hayaliyle, düşüncelerini özgürce paylaşmanın derdinde, bir çocuk sadece hayal etmenin ve hayallerinin bir gün gerçeğe dönüşmesinin ne kadar uzak olduğunun bilinciyle gelecekten umudunu kesmekte….
Sıradan bir gün, sıradan hayatlar ve yaşam…
Ve ben 10 yılı aşkın bir zamandır yazdığım bu köşeden, bugün de size seslenmekte iken, Güneş Gazetesi 47. Yılında ve nice yıllarda yine sizlerle…