EVET- HAYIR OYUNU
Ayrı kutuplara çekilmek ve birbirini suçlamak, şu an en son ihtiyacımız olan şey. Sen mi daha çok seviyorsun bu vatanı, ben mi demek, yarışmak, yarıştırmak…Evet dersen busun, hayır dersen şusun. Kime göre, siyasilere göre. Bazı siyasiler, hayır demenin teröristlikle, darbecilikle eşdeğer olduğunu bile söyleyebildiler bu halka. Evet demenin istikrar, vatan, millet sevgisi ile eşdeğer olduğunu. Peki siz nasıl böyle bir karar verebiliyorsunuz Millet adına. Hani milletin iradesine, milletin kararına saygı duyuyordunuz? O zaman referandumdan çıkacak kararın milletin iradesi olduğu aşikar değil mi? Bunun sonucunda o insana bir yafta yapıştırmak ve karşına almak nasıl bir anlayışın sonucudur.
Yıllar önce TRT ekranlarında izlediğimiz, Erkan Yolaç’ın sunduğu bir oyun vardı. Evet- Hayır oyunu. İki dakika içinde hiçbir soruya evet ya da hayır demeyeceksiniz ve başınızı emme basma tulumba gibi sallamayacaksınız. Şimdilerde herkes bu oyunu kendi tarafından oynuyor. Sağlık Bakanlığı mesela, sigaraya hayır kampanyası için düzenledikleri afişleri ‘hayır’ teşvik ediyor diye kaldırmış. Yani referanduma kadar hayır demek yasak. Televizyoncu İrfan değirmenci, twitter hesabından hayır dediği için işinden kovuldu. Hayırlı cumalar, hayırlı sabahlar da artık hayırcılara kaldı. Onlar da her sözün başında hayır demeye başladılar. Peki asıl kim kazanacak bu oyunu. Peki başını emme basma tulumba gibi sallayanlar ne olacak. Ne evet ne de hayır diyenler, asıl onlar kazanacak oyunu. Rengini belki etmeyerek, hem evetçilere, hem hayırcılara yanında görüntüsü vererek, sonuç ne olursa olsun kazanmış olacak. Peki ne söyleyeceğini bilmeyen ve başını hep sallayan bu kesim ya referandumun sonucunu belirlerse ne olacak?
İşte o zaman durum kötü, ne yaptığını, ne istediğini neye oy verdiğini bilmeyen bir kesimin oylarıyla referandum sonuçlanmamalıdır. İnsanlar ne için oy verdiğini bilmelidir. Herkesin öğrenme, bilinçlenme, anlama ve anlatma özgürlüğü vardır. Bunu da en iyi hukukçular ve siyasiler yapacaktır. Görevleri halka neyi oyladıklarını ve oylama sonucunda ülkeyi nelerin beklediğini, tarafsız, yargısız ve halkı kutuplaştırmadan anlatmaktır. Hamasi nutuklarla, evet hayır oyunlarıyla, halkı emme basma tulumba gibi kafa sallar konumuna düşürmek kimsenin haddi değildir. Madem bir oylama yapıyorsunuz, madem hiç gereği yokken, ülkenin en zorlu koşullarında böyle bir işe giriştiniz, birbirinizi suçlamayı, halkı ötekileştirmeyi bırakın, bu işi en iyi yapanlar anlatsın. Bilimsel, akılcı, gerçekçi ve insanca anlatsın. Severek, düşünerek, gönülden anlatsın. Karşısındakini incitmeden, aynı ülkede aynı yarınları yaşayacağımızı bilerek anlatsın; sabırla, hoşgörüyle ve inançla anlatsın. 17 Nisan sabahı, aynı gökyüzüne bakarak uyanacağımızı ve bu gökyüzün altında aynı duyguları paylaşacağımızı bilerek anlatsın….Bırakında halk kendi iradesiyle, bilerek ve anlayarak kararını versin.