EVET VE HAYIR’A ODAKLANMAK!
Gerek ilimizde, gerekse ilçemizde faaliyetlerini sürdüren siyasi partilerin temsilcileri 16 Nisan’da yapılacak referandumdaki Evet ve Hayır’a odaklanmış durumdalar.
Halbuki sokaktaki vatandaşın durumu hiç de böyle değil. Yaya kaldırımları oto park olarak kullanılıyor, sesini çıkartan yok. Hemen hemen tüm cadde ve sokaklar çamur deryası içerisinde, sesini çıkartan, bu rezalete bir son veren yok. Mezarlık göl olmuş, bir çalışma yok.
Şikayetler karşısında, “Efendim, hava şartları müsait olmadığı için çalışma yapamıyoruz. Havalar düzelince yapılacak” gibi, günü kurtarma lafları kulaktan kulağa yayılıyor.
Vatandaş, laf değil icraat istiyor haklı olarak.
Lafla peynir gemisi yürütülmez; ama maalesef yürütülmeye çalışılıyor. Anlamadık sanılmasın...
İşin garip tarafı, bu olumsuzluklara vatandaşdan çığ gibi tepkiler yağarken, muhalif partilerden ses soluk çıkmaması...
Halbuki böyle mi olmalı?
Tabi ki, hayır.
Bu olumsuzluklara seyirci kalmak yerine, çile çeken vatandaşlara gidip, onların dert ve dileklerini dinledikten sonra bir basın açıklaması yapmak, sıkıntıları ilgili yerlere iletmek çözüm aramak daha iyi olmaz mı?
Tabii siyasi partilerden ve STK’lardan ses çıklayınca, sorunların takipçisi olmayınca ilgili kurumlarda meldanı boş bulup istedikleri gibi belkide çaresizlik içerinde günlerini geçirip gidiyorlar.
Sorunların çözümü için gazete büromuza hemen hemen hergün onlarca kişi ya bizzat gelerek, ya da telefon açıp dertlerini dile getiriyor.
Çözümü tabiiki biz değiliz ama bizim işimizde vatandaşın dertlerini, dileklerini yazarak gündeme getirmek.
Ama sadece yezmakla da iş bitmiyor, gerek siyase parti temsilcileri, gerekse STK’la bu işi bizzat takip edip gündeme taşırlarsa daha etkili olur ve daha çabuk bir sonuç alınır diye düşünüyorum.
Hiç kimseye Referandum çalışmaları yapmayın, sadece vatandaşın dertlerine kulak verin demiyoruz. Referandum içinde çalışma ayapılacak ama, bu çalımalar yapılerken, vatandayın da ne çileler çektiğine kulak verin emektende kendimizi alamıyoruz.
ORHAN HOŞ
Kadim dostum fotoğrafçı (FOTO FON) Orhan Hoş’u kaybetmenin derin üzüntüsünü yaşıyorum.
Kadim dostumla 70’li yıllarda tanışmış, ve o günden günümüze kadarda dostluğumuz aralıksız olarak sür müştü.
Birbirimizi o kadar çok sevmiş ve o kadar saymıştık ki, her ziyaratine gittiğimde farklı farklı fotoğraflarımı çeker, 1.5 ila 2 metre arasında büyüttükten sonra vitrinine asardı.
3 arkadaşıyla gezmek için ordu’ya giderken Bolaman’da kaza geçirmiş, aylarca hastanelerde tedavi olduktan sonra hayatanı tekerlekli sandalye ile devam etmek mecburiyetinde kalmıştı.
Kadim dostum hayatı, yaşamayı ve mesleğini o kadark çok seviyordu ki, tekerlekli sandalya ile her sabah fotoğraf stüdyosuna gelerek birbirinden güzel çektiği fotoğrafları yine vitrinine asarak hayata tutunuyordu.
Ölüm haberini alınca gözlerim doldu. Bir an geçmişe daldım gittim.
Kadim dostum Orhan Hoş’a Allah’tan rahmet, kederli ailesine sabırlar diliyorum. Ruhu şad, mekanı Cennet olsun.