YENİ ANAYASA VE DEMOKRASİ
Her gün ekranlarda tartışıyorlar, Mecliste 2. Tur oylamaya geçildi ve yakında 2. Tur oylama da son bulacak ve büyük ihtimalle Anayasa değişikliği referanduma gidecek. Son kararı halk verecek. Anayasa Mahkemesi’nde nasıl bir sonuç çıkar henüz bilmiyoruz, eğer orada da uygun görülürse Anayasa değişikliğinin, Nisan 2017’de halk oylamasına gideceği aşikar.
Peki halk bu kadar kısa sürede değişikliğin neler getireceğini öğrenebilecek mi? Olağanüstü hal döneminde bunu anlatmak ne kadar kolay olacak? İnsanlar çocuklarının geleceğini etkileyecek, bir ülkenin kaderini değiştirecek bir seçime gideceğinin farkında mı? Sıradan bir seçim, sıradan bir evet ya da hayır diyeceğini düşünüyor. Oysa bir ülkenin demokratik bir ülkeden, anti demokratik bir yönetim biçimine geçeceğini ve bu yönetim biçiminde kuvvetler ayrılığının tamamıyle işlevini yitireceğini maalesef henüz bilmiyor. Çünkü ona; istikrar deniliyor, ülke daha istikrarlı olacak. Düşünce karmaşası olmayacak, devletimiz koalisyonlarla yönetilmekten kurtulacak ve böylece içeride ve dışarıda yaşadığımız tüm sorunlar çözülecek deniyor.
O zaman sormak gerekmiyor mu, bu ülke en son ne zaman koalisyonla yönetildi, bu ülkede en son ne zaman iktidar sahipleri arasında bir düşünce ayrılığı oluştu. Ülkenin yönetim biçiminden kaynaklı bir istikrarsızlık ne zaman oluştu da bizim haberimiz yok.
Ülkemiz son 15 yıldır aynı iktidar tarafından yönetilmiyor mu ve bu iktidar her türlü yetkiye sahip değil mi, bu iktidar sahipleri ne zaman kendi aralarında bir istikrarsızlığa düştü? Yani Parlementer sistemden kaynaklı bir yönetim sorunu oluşmadığı gibi, diğer muhalif partiler de yeterince muhalif bir duruş sergileyemedi. O zaman bu ülkede iki başlılık var, tek başlı bir sistem olacak demenin anlamı nedir?
Yasa teklifi veren sayın milletvekilleri, ülkede aslında fiili bir durum oluştuğunu ve anayasanın bu fiili duruma göre yeniden şekillenmesi gerektiğini söylüyorlar. O zaman fiili durum Anayasaya aykırı ise, fiili durumu Anayasaya uygun hale getirmek gerekmez mi? Anayasayı yanlış olan bir fiili duruma uygun hale getirmek nasıl bir düşünce tarzıdır.
Yargı daha bağımsız olacak deniliyor bu değişiklikle. Anayasa Mahkemesi üyelerinin 15 üyeden 13’ünü Cumhurbaşkanının seçtiği, keza HSYK üyeleri de aynı şekilde; nasıl bir bağımsızlık öngörülebilecek. Yargının bağımsız olmadığı bir sistemin de daha demokratik, daha özgürlükçü bir sistem olacağını kim söyleyebilir. Aslında kimse söylemiyor. Bu değişikliği getirmek isteyenlerin tek söylediği istikrar ve çift başlılığın önlenmesi. Bunun sağlanması için de ne demokrasiye ne de özgürlüğe gerek var….Tek sese gerek var….