YANGIN
‘ Sorumlular bulunacak, ihmali olanlar cezalandırılacak, gerekli incelemeler yapılacak. Üzgünüz, çok üzgünüz, kalanlara sabır…’ devam eden sözler, birbirinin tekrarı olaylar, bitmek bilmeyen ihmal silsilesi, denetimsizlik, kadercilik, bize bir şey olmaz teraneleri…
30 Kasım 2016 yine tarihte kara bir gün. Yanarak ölen çocukların gözlerinin karası gibi gündüzü, geceye çeviren bir gün. Aladağ’da çıkan, Cumhuriyet Başsavcılığı'nın 11 kız öğrenci ve 1 bakıcının hayatını kaybettiği yurt yangını ile ilgili hazırlattığı bilirkişi ön raporunda, yaşamını yitirenlerin, yangın merdiveni kapısının kolu olmadığı için dışarıya çıkamadıkları, yangına binanın ikinci panosundaki şartellerin eskimiş olması ve kaçak akım rolesi bulunmamasından kaynaklandığı görüşü yer aldı.’
Yangın merdiveni var, işlevi yok. Şarteller eski, kontrol eden yok. Kaçak akım rölesi yok, denetleyen yine yok. Bütün bunlardan geçtik, bu yurdun yasal dayanağı yok.
Devlet, vatandaşını korumak yükümlülüğündedir. Devlet çocukların eğitimini, barınma ihtiyacını; ne olduğu belirsiz, denetimsiz, izansız, kuralsız kişilerin eline bırakamaz. Devlet izniyle açılan her yurdun, okulun da, devlet eliyle denetlenmesi ve en sıkı kontrollere tabi olması gerekir.
Tarikatların, cemaatlerin bu ülkenin başına ne gibi işler açtığını daha birkaç ay önce görüp, yaşamışken, adı başka olan farklıdır düşüncesiyle, aynı imtiyazların başkalarına tanınması akıl almaz bir durumdur.
Bu ülkede 30 Kasım 1925’de tarihten silinmek istenen bir zihniyetin, bu ülkede giderek güçlenmesinin ne tür felaketlere yol açtığı, 30 Kasım 2016’da açıkça görüldü.
Devlet çocukları korumak zorundadır. Devlet çocukları öyle herkesin, her grubun, her cemaatin eline sorgusuz, sualsiz bırakıp da sonra ah vah diyecek bir yapı değildir. Devlet gücünü halktan alan, yanılmayan, yanıltmayan, denetleyen, soran, sorduran, yaşatan ve tüm görevli kurumlarıyla, tek bir vatandaşının dahi zarar görmemesi için, var gücüyle çalışandır.
Yurtlarda göçük altında kalan çocuklar, tacize uğrayan çocuklar, yanan, hayatları yakılan çocuklar; gencecik beyinleri solan, soldurulan, hayatları yıkılan çocuklar…. Kim hesap verecek, ne zaman verecek hesabı…En azından çekip gitmeyi bilseydiniz ne olurdu….