CASTRO'NUN KÜBA'SI
Bu sayıda yakında Anadolu’nun bir köşesinden çocuğu olmadığı için Sayın Kılıçtaroğlu’nu suçlayamaya kalkışacak, bunun sorumlusu olarak Sayın Genel Başkanı gösterecek vatandaşın maceralarını yazacaktım. Cenazede önüne mermi bırakma, Artvin’de suikast, Mecliste yumruklamadan sonra son Kayseri’deki CHP ilçe binasını kundaklayan şüphelinin ifadesinden sonra iş artık bu noktaya kadar gelmişti. Ancak geçtiğimiz günlerde Küba’nın efsanevi liderinin ölümü üzerine birçok gazetenin yazarı konu olarak bunu seçince etkisi altında kaldım. Ben de Küba ve Castro’dan bahsetmek istedim.
Herkes kendine göre bir pencere seçmiş. Bazı yazarlar hala ABD karşıtlığını, Rus yandaşlığını ön plana çıkaran ifadelere ağırlık verirken, bazıları da çok daha farklı yönlerini ön plana çıkarma gayreti içindeler.
Yıllar önce Küba’da yaklaşık on günüm geçti. Bu süre içinde adeta bir gözlemci gibi Küba’nın yaşantısını ve Castro’nun Küba halkına kazandırdıklarını ve kaybettirdiklerini izleme ve değerlendirme olanağı buldum. Yerli halkın ayrı bir para birimi kullanmaları, yabancıların kullandığı para ile alış-veriş yapamamaları beni şaşırtan ilk ve en büyük konu idi. Diğer taraftan 2000 li yıllarda hala 1960 lı yılların modeli olan eski Rus otomobillerinin kullanılıyor olmaları ve bu araçların ekzos kokusu şaşırdığım ikinci bir husustu.
Bu olumsuzlukların yanında:
Fidel Castro zamanında Küba sağlık açısından tüm dünyada tartışmasız bir numara olmuştur. Dünya’nın birçok ülkesinden Havana’ya tedavi için gelenlerin olduğu bilinmektedir. Yine dünyanın birçok ülkesine Küba’dan tıp doktoru ihraç edildiği de bilinmektedir. Küba halkı sağlık güvencesi açısından dünyada gıpta edilen halklardandır.
Diğer taraftan; Ülkemizde bir üniversitede öğretim görevlisinin (Profesör demiyorum. Geçek profesörler üzülmesin diye) okumaya ne gerek var dediği düşünülecek olursa bizden kaç km ilerde olduklarını anlatmak için söylemek isterim ki: Fabrikadan çıkan işçilerin bir elleri ile otobüsün sallanan tutacaklarından tutarken diğer ellerinde kitap okuduklarını görmek çok sık rastlanan bir olgudur. Halkta aşırı bir okuma sevgisi vardır.
Otomobil konusundaki sıkıntıya karşın öğle yemeklerini canlı müzik eşliğinde yediklerini, eski ve hurda bile olsa evlerinin pencere ve bahçelerinin çiçeklerle doldurulmuş olduğunu düşünürsek Fidel Castro’nun Küba’sının bile bizden bir hayli önde olduğunu söylemek yanlış olmayacaktır.
Bu arada turiste ve turizme ayrılmış olan bölgelerdeki yaşam tarzını anlatmanın da en az bu kadar yer alacağını düşünürsek bu hususu bir başka haftaya bırakmanın daha uygun olacağı kanısındayım.