KADININ GÜCÜ
Kız çocuklarının tecavüzcüleriyle evlendirileceği yasa tasarısı hükümet tarafından geri çekildi. Çünkü bu ülkenin kadınları öyle bir tavır sergiledi ve öyle güçlü bir direniş gösterdi ki, siyasiler başka bir çıkar ol bulamadı. Tüm bahaneler silindi, tüm gerekçeler yok edildi. Kadın gücünü gösterdi. Çocuklarımızın hayatı söz konusu iken, hiçbir gerekçe, ya da hiçbir bahane ileri sürülemez dedi.
Bugün ‘25 Kasım Uluslararası Kadına Şiddeti Önleme Günü’. Bugün kadının gücünü bir kez daha gösterme günü.
Bu ülkede kadınlar, halen her gün öldürülüyorsa, her gün şiddet görüyorsa, istemedikleri kişilerle evlendiriliyor, namus kisvesi adı altında eziliyorsa, işinde, evinde, sokakta tacize uğruyorsa, bedeni üzerinde söz hakkı sahibi olamıyorsa, en başta yaşam hakkı elinden alınıyorsa, yolumuz uzun, yolumuz güç, yolumuz kararlı olmanın yoludur.
Bu ülkenin seçilmişleri de bu yürüyüşte yer almak istiyorsa; şiddeti önleme yolunda adımlar atmalı, cinsiyetçi söylemlerini bir kenara bırakmalı, cinsiyet ayrımı yapan yasaları desteklemekten vazgeçmelidir. Kadına kaç çocuk doğuracağını söylemekten, kadın bedeni üzerinden namus nutukları atmaktan vazgeçmeli; kadının toplumdaki rolünü kendi isteği ve iradesiyle gerçekleştirmesine destek olup, kendi isteklerini, kadının varolma biçimi gibi göstermekten kaçınmalıdır.
Siyasetin erkek bakış açısı ve kadını öteki gösteren yaklaşımı sürdüğü müddetçe ve kadın siyasi hayatta, toplumsal hayatta, gerektiği gibi varolmadığı sürece, yaşanılanlar daha da normalleştirilerek devam edecektir.
Ülkemizin içinde bulunduğu acılı coğrafyanın, insana şiddeti normal gösteren bir hale geldiği de bir gerçek. Her gün ölümü yanıbaşımızda hissettiğimiz, yarınların güvencesiz olduğu bir ortamda varolduğumuz için, kadın- erkek hepimizin hayata tutunma ve yaşama gücü hissetme duyarlılığı azalmış durumda.
Bunun bazı kişilerde yansıması, en yakınındaki kişilere acı verme ve şiddet uygulama biçiminde tezahür ediyor. Kadını kendi varlığının bir uzantısı olarak görerek, kendinden ayrı bir birey olduğu gerçeğini kabul edemiyor. Hayatının bittiğini farzettiği yerde, onun hayatını da bitiriyor. Oysa her kadının da ayrı bir hayatı olduğunun ve birey olarak varlığının kabulü halinde, hayat çok daha insanca ve yaşanılır olacaktır.
Bu yüzden, geleceğe doğru umutla bakabilmek için, yarını şimdiden inşa etmeliyiz. Gücümüzün farkına varıp, neler yapabildiğimizi görerek, umutla, kararlılıkla yürümeliyiz.