CUMHURİYET
Yazar ve yöneticilerinin ‘FETÖ’CÜ’ olmakla suçlandığı, Cumhuriyet gazetesine yönelik operasyonu yürüten savcı, Fetö davası sanığı çıktı. Soruşturmanın başındaki isim olan İstanbul Basın Suçları Bürosu Savcısı Fetö-Pdy silahlı terör örgütüne üye olmakla yargılanıyor. Selam-Tevhid soruşturmasında, kumpas iddiasına ilişkin davada yargılanan 54 yargı mensubunun, diğer 49’u için görevden uzaklaştırma kararı verilirken, Cumhuriyet gazetesi soruşturmasını yürüten savcı dahil, 5 kişi için görevden uzaklaştırma kararı verilmiyor ve bu savcılardan biri şu an soruşturmayı yürütüyor.
Ortada kaotik, anlaşılmaz, traji-komik ve tamamıyla hukuksuz bir durum mevcut. Çünkü bir savcı, kendisinin suçlandığı bir oluşum içinde olduğunu iddia ettiği diğer kişileri de, aynı suçla itham ediyor ve bir bakıma kendi suç ortaklarını ortaya çıkarmakla görevlendiriliyor. Bu soruşturmaya dayalı olarak da, siz yazar ve yöneticileri gözaltına alıp, avukatlarıyla görüşme yasağı getirip, savunma hakkını engelliyorsunuz. Cumhuriyet Gazetesi avukatları da soruşturmanın baştan usulsüz olduğunu iddia ediyor. Yani işin esasına girmeden, haklarında somut delil olup olmadığına bakmadan, eğer bu iddialar doğruysa, aslında usülden yanlış olan bir soruşturma mevcut.
Dünya biliyor ki ‘Cumhuriyet Gazetesi kurulduğu 1924 yılından bu yana demokrasiyi ve sadece demokrasiyi savunan, sol çizgide yayın yapan bir gazetedir.
Askeri Darbeler döneminde en çok kapatılan gazetedir. Yazarları en çok şehit edilen, Uğur Mumcu’ların, Ahmet taner Kışlaların, Onat Kutlar’ların gazetesidir. Yazarları en fazla hapishanelerde çile çekmiş, Mustafa Balbay’ların, İlhan Selçukların gazetesidir.
Türk yayın hayatının en köklü çınarıdır Cumhuriyet.
Gözaltına alınan HİKMET ÇETİNKAYA, AYDIN ENGİN, GÜRAY ÖZ, MURAT SABUNCU, KADRİ GÜRSEL, MUSA KART VE diğerlerini PKK ve FETÖ adına suç işlemekle bağlantılı kılmak akıl alır gibi değildir.
Bir gazete hem Cumhuriyetçi, hem Ergenekoncu, hem Pkk’lı hem de nasıl Fetö’cü olur. Hikmet Çetinkaya ki, Fetö yapılanması ile en çok mücadele eden, bundan 16 yıl önce olacakları sistematik ve belgeleriyle ortaya koyup haber veren, tehlikenin büyüklüğünü en fazla sezen ve tüm yazılarıyla, kitaplarıyla bunu dünyaya duyuran gazetecidir.
Bir gazete düşünün ki, Fetö yapılanmasından en çok zarar gören, yazarları onların kumpas davalarıyla yargılanıp, hapislerde işkence çeken, tüm yazın hayatını bu örgütün yapılanması ile mücadele ile geçiren bir gazete olsun, hiç aldanmasın, hiç kandırılmasın ve hep gerçekleri haykırsın. Yıllarca aldanan, kandırılan, methiyeler düzen insanlar da yine çıkıp, onları suçlayan ve yargılayan yazıları başköşelerde yayınlasın.
Unutm;3;y;3;lım ki cesur bir kez, kork;3;k bin kez ölür. Önemli ol;3;n, ins;3;nın böyle bir toplumd;3; “mez;3;r …t;3;şı” gibi susm;3;m;3;sıdır.der Uğur Mumcu. Bu sebeple susmadan ve gözlerimizi kapatmadan yaşamak zorundayız.