YENİ EĞİTİM VE ÖĞRETİM YILI
Yeni Eğitim ve Öğretim yılımız başladı. Bazı öğrenciler okullarına kavuştu, bazı öğrenciler de hangi okula gideceğini bilemedi. Bazı öğretmenler öğrencilerine kavuştu, bazıları da ailesine kavuşacağı günü beklemeye başladı. Kimileri de öğrencilerine kavuşmayı beklerken, ömür boyu kavuşamayacağını anlayıverdi birdenbire.
Bu yıl okullarda zil sesleri, çocuk sesleri birbirine karışırken, bazı çocuklar mahzun kalıverdi. Annelerinin, babalarının elini tutup okula gelen çocukları gören kimi çocuklar, anneannelerinin, dedelerinin ellerini öyle bir sıkı tuttu ki, onları da kaybetmek korkusuyla bir köşede sığınıverdi kollarına.
Bu yıl yaz sonbahara karıştı, sonbahar erken geliverdi topraklara. Bu yıl coşku, hüzne; acı korkuya, elem, şüpheye; şüphe, umutsuzluğa; umut geleceğe karışıverdi. Yaz bitti, hasat erken; söz bitti; yazı sustu; kalem bilemedi ne yazacağını, kitap bilemedi ne okunacağını.
Komşu komşuya, arkadaş arkadaşa; dost dosta; kardeş kardeşe düşman oluverdi. Güvenmek ve inanmak, sözlüklerdeki yerini başka kelimelere terkediverdi bir mevsimde. Bir mevsim upuzun yıllara bedel oldu. Bir mevsim değil de, bir ömür geçercesine uzaklaştı yaşamlar birbirinden. Ülkeler yakınlaştı da; insanlar ışık yılı uzaklaştı birbirinden.
Bir mevsimde yok sayıldı yaşamlar. Bir mevsimde geçmişin, geleceğin görünmez oluverdi. Bir gecede tükendi feryatlar, bir gecede en güvendiklerin, canından, kanından ayırdı bedenini.
İzler birbirine karıştı, yüzler birbirine karıştı. Kalpler birbirine karıştı. Sözler anlatmaz, gözler görmez, kulaklar duymaz oldu. Haklı, haksız, yanlı, yansız; var mı bu dünyada bir yanı yalansız, her yanı vicdanlı. Var mı bu dünyada, her yanı lekesiz, pür-u pak ve elemsiz. Var mı ilk taşı atacak, masumiyetin timsali.
Bu mevsim yine uzun geçecek, sonbahar kışa, kış ilkbahara devrederken güzel ülkemde; yarınlar da çocuklar gamsız, çocuklar neşeli, çocuklar özgürce koşabilecek mi?