SUYUNU ÇIKARMA!
Geçen akşam eve giderken tam köprüyü geçtim. Altunizade kavşağına çıkarken bir cenaze arabası gördüm. (Bilgilendirmek için yazmakta yarar görüyorum. Anadolu’ya gidecek cenazeler genellikle akşam saatlerinde çıkar. Hem geceyi yolda geçirmek, hem de ertesi öğlen toprağa verilecekse, öğle namazından bir süre önce gideceği yere ulaşsın gibi hesaplar yapıldığından.) Araç yeni ve modern. Arka kesiminde ışıklı dijital bir tabela var. Normalde İstanbul içinde takip eden cenaze yakınlarının, aracı takibi kolay olsun diye cenaze ismi yazılıyor, ya da dijital ekrandan çeşitli hadisler geçiyor. Kısacası iyi düşünülmüş, çağdaş ve uygar bir yaklaşım. Gel gelelim benim gördüğüm cenaze aracının arkasında ‘..İhtilal durduruldu!..’ anlamına gelen (araç kullandığım için tam notunu alamdım.) bir slogan. Yani tabutun üstünde ihtilal ile ilgili bir slogan yazılmış ve Anadolu’ya doğru gönderiliyor. Ben merak ediyorum: Bu sloganı yazan parlak zekâlının anası, babası, eşi veya çocuğunun tabutunun üzerinde herhangi bir dua veya hadis yerine başka bir slogan yazsa (ki darbeye hepimizin karşıt olmasına rağmen) tepkisi ne olurdu?
Daha önce yine bir parlak zekâlı hainler mezarlığı fikrini ortaya atmıştı. Hatta bir darbecinin defin işlemleri de gerçekleştirildi. Ancak sosyal medyada çıkan tepkiler üzerine geri adım atıldığını sanıyorum.
Birkaç haftadır tüm yazılarımda zamanla atıfta bulunuyorum: Devlet yönetmek soğukkanlılık ister. Basiret ister. Düşünerek hareket etmeyi gerektirir. İster en başta ol, istersen en altlarda ol… Her kademenin kendisine göre bir sorumluluğu vardır. Herkes bulunduğu yerin suyunu çıkarırsa ülke göle döner ve maalesef O gölde boğulup ölürüz. İşte bunun için düşünerek karar vermek, bir daha, bir daha düşünmek gerekmektedir.
Ülke yönetimine talip olan kişinin sadece iyi niyetli olması yetmez. Aynı zamanda yetenekli, basiretli ve öngörülü de olması gerekmektedir. Darbeye teşebbüs eden ne Beylerbeyi’ndeki Kuleli Askeri Lisesi binası, ne TİB kurumu ve ne de eski adıyla Mürtet, yeni adıyla Akıncılar Hava Üssü tesisleri değildir. Liseyi kapatmak, TİB (Türkiye İletişim Birliği) ni BTK ya bağlamak, hava üssünü yeşil alan yapmak, kuvvet komutanlıklarını önce bakanlığa sonra çark edip, yeniden eskisi gibi Genel Kurmay Başkanlığına bağlamak da çözüm değildir. Önemli olan darbeci zihniyeti yok etmektir. Önemli olan darbeci zihniyetle başa çıkamayanların yok olmasıdır. Yoksa sen darbeci zihniyetle mücadele edemiyorsan, yeteneksiz ve öngörüsüzsen, ya da işine gelen yerde susuyor, bazı şeyleri yutuyorsan, bugün Akıncı Üssünden kalkışan yarın Merzifon Ana Jet Üssünden, ertesi günü de Bandırma Üssünden darbeye teşebbüs edebilir.