BİLE BİLE LADES
Son günlerde Fetö aleyhine öyle yoğun hakaret etme başladı ki, şaşırırsınız. Bu Fetö sanki 15 Temmuz’da uzaydan dünyaya indi!!! Bu adam 45 yıl önce de vardı bugün de var; ama etkisini kaybetti. İstanbul Belediye Başkanı Kadir Topbaş yırtınıyor, “ Buf hainler için( 15 Temmuz’da) Hainler Mezarlığı yaptıracağım. Bunların leşini İstanbul’da hiçbir yere gömdürmeyeceğim. “ diyor. Kadir bey, halk arasına kin yaymayın.Adam, yanlış yer seçmiş, yanılmış, halkına kurşun sıkmış. Kimi alnının ortasından kurşun yiyip ölmüş, kimi canlı yakalanmış. Anayasaya göre cezalandırılacak ölülerin Allah indinde de cezası belli. Sen neden ahkam kesiyorsun.
Kadir Bey, sen ceketinin düğmelerini ilikleyerek makamına girdiğin İst. Valisi Hüseyin Avni Mutlu’nun Fetöcü olduğunu bilmiyor muydun? Ankara Belediye Başkanı Melih Gökçek’in Fetöcü olduğunu bilmiyor muydun? Parlamentoda kaç bakanın, vekilin Fetöcü olduğunu bilmiyor muydun? Biliyordun; ama menfaatinize ters düşmedikçe sesin çıkmadı. Şimdi yalandan kahramanlıklar yaparak devletine düşman insan yaratma, sen İstanbul’a yol yap, köprü yap, tünel yap yani sana yakışan işler yap.
Fetö mensuplarının devlete yılan gibi sessizce sızdığı söyleniyor. Külliyen yalan... Devlet kademesinde yüksek makamlara çıkmak isteyenler Fetö’ye sızdılar ve yüksek makamlara hızla çıktılar. Bunlar herkes tarafından biliniyor.
Kendi halkına kurşun sıkan subaylardan bahsederken, “ Hain” diyorlar. Onlar 15 yaşındayken hakları olmadığı halde askeri okullara sokuldular. Onların hainlikleri 40 yıl önce başlamıştı. O zaman neden mücadele edilmedi? Bunlara göz yuman siyasilerin hiç suçu yok mu?
Din görevlileri bir alem, ölmüş Fetöcüler’e cenaze hizmeti vermemekle öğünüyorlar. Mezarlığa gömdürmemeyi, fındıklığa veya mısır tarlasına gömdürmeyi vazife biliyorlar. Lütfen gaza gelmeyelim. Onların ailelerine daha fazla acı vermeyelim. Utançları kendilerine yetiyor, bu yangına benzin dökmeyelim. Biraz hoşgörü yeter.
Bir örnek vereyim,1972 yılı’nda Kızıldere’de kaçırılan İngiliz askerleri kaçırılma olayında askerler tarafından öldürülen üç kişinin cenazesi Fatsa’ya gelince cenaze namazı krizi yaşandı. Zamanın müftüsü Bekir Hoca olaya yumuşak bir çözüm buldu. “ Arkadaşlar, bunlar Şaki mi, şehit mi bilemem. Şehirde namazlarının kılınması infial yaratabilir; ama cenaze sahipleri cenazelerini köylerine götürsün. Cenaze namazını kılmak isteyen kılsın, kılmak istemeyen kılmasın. “ dedi ve olayı
çözdü. Bugünkü müftüler gibi olaya müdahil olmadı.
KESER DÖNER SAP DÖNER
GÜN GELİR HESAP DÖNER
Olay aynen yaşanmıştır. Ben zaten siyasi görüşleri değil yaşadıklarımı yazıyorum. Fikri Sönmez, Amasya’da kalp krizinden öldü. Cenazesini Fatsa’ya getirdik. Zamanın kaymakamı hocalara cenaze hizmetlerinin verilmesini istemedi. Cenazesinin köy mezarlığına gömülmesini istemedi. Aile olarak çok kırıldık. A. Faik abimle birlikte kaymakamlığa gittik, müsade istedik. Bize, “ Köy mezarlığına gömülmesi istenmiyor, gidin evin arkasında fındıklığa gömün. “ dedi. Biz, süklüm püklüm makamı terk ettik, ayrıldık. Sonra peşimizden emniyet amirini gönderdi, mezarlığa gömmemize müsade etti.
(Herhalde mezarlıkta yatan 100 yıllık ölmüş Gürcüler, “ Tamam gönder mi?” dedi acaba... İş bitmedi, tam gitmeye hazırlandık, peşimizden din görevlisi geldi ve bize, “ Fikri Sönmez, Müslüman mıydı?” diye sordu. Çok kızdık... Ulan, Sala’sını okutmazsın, cenazesini yıkatmazsın, cenaze namazını kıldırmazsın sana ne Müslüman mı, değil mi? Aradan yıllar geçiyor bu işler hala kırıcı şekilde devam ediyor.
Aradan yıllar geçti, o kaymakam Büyükşehirlerden birine Vali oldu, müsteşar oldu. Hızla yükseldi; ama şimdi onun FETÖCÜ olduğu anlaşıldı, şimdi hapiste yatıyor. Yani vatan hainliğinden göz altında... Fikri Sönmez, solcuydu, onun gibi vatan haini değildi.
“ Ben Atatürkçüyüm” diyen sahtekarları gördüm, menfaatperest devrimcileri gördüm. Din kisvesi altında sahtekarlık yapanları da gördüm; ama alnı secde gören, ağzı dualı vatan hainlerini de 15 Temmuz’da gördüm.