ÖLDÜRMEYEN DARBE GÜÇLENDİRİR
Yaklaşık kırk yıl emek verdiler.
Örgütsel yapılarını ilmek ilmek dokudular.
Devlet organının en kritik noktalarına sızmayı başardılar.
Bizim gibi göründüler.
Bizden gibi oldular.
160 ülkedeki okullar sayesinde güya bizim kültürümüzü tanıttılar.
Vatanseverden daha vatansever…
Dindardan daha dindar görüntü verdiler.
Eşimiz, dostumuz, kapı komşumuz, amirimiz, memurumuz oldular.
Amma velâkin silahın namlusunu bize doğrulttular.
Üstelik “küresel leş kargalarını” da yanlarına alarak…
Bizden beslenenler, yine bize çemkirdiler.
Öyleyse bu insan müsveddelerini yeniden tanımlamak en doğal hakkımızdır.
Şimdi tanımlayamazsak, ne vakit tanımlayacağız?
İşte başlıyorum:
Nankörsünüz,
İkiyüzlüsünüz,
Duygusuzsunuz,
Samimiyetsizsiniz,
Katıksız hainsiniz.
Bir insana verilecek ne kadar değer varsa bunların hepsinden de yoksunsunuz.
Sizin milliyetiniz, aidiyetiniz, vatanınız, bayrağınız velhasıl mukaddes değerleriniz olamaz.
Siz böylesi güzel hasletleri ancak kullanır ve sömürürsünüz.
Bu üstün başarınızdan dolayı da, ağababalarınıza maşa olursunuz.
Gelelim bizim cepheye…
Açık konuşalım.
Hiç kimse “Ben bunların ne mal olduğunu biliyordum” havalarına girmesin.
Acı gerçek her neyse çekinmeden söyleyelim.
İstisnaları olsa da ne idüğü belirsiz bu güruha kırk yıldır prim veren yine biz olduk.
Bizi sömürmelerine ve bizden beslenmelerine göz yumduğumuza göre kusurumuzu kabul edeceğiz.
Bu itirafı samimice yapmak zorundayız.
Hepimiz suçluyuz.
Eğer bu acı gerçeği kabul edersek birbirimizi boş yere suçlayarak zaman kaybetmekten kurtulmuş oluruz.
Ayrıca…
“FETÖ tek başına Türkiye’de darbe girişimi yapacak kapasitede değilmiş… Mutlaka arkasında küresel güçler varmış…”
Geçin bunları…
Çünkü bu tespit ve değerlendirmenin on yllar önce bayatladığını görelim artık…
Sağır sultanın bile bildiği bir gerçeği, sanki yeni bir şeymiş gibi tekrarlayıp durmaktan bıkmadık mı?
Peki…
FETÖ, bu hale gelecek kadar nasıl büyüdü?
Biz, asıl bu sorunun cevabını arayalım.
Bu güne kadar bariz olarak iki şey yaptılar.
Biri din tacirliği…
Diğeri de eğitim tacirliği…
Eğer bir devlet, eğitimde hayati zafiyetler gösterir ve de Allah’ın dinini satanlara karşı seyirci kalırsa…
Birileri de gelir ve o boşlukları doldurur.
Bu da hiçbir devletin ve milletin hayrına olmaz.
Son olarak o beceriksizlere de şunu sormak isterim:
Koca kırk yıl niye çalıştınız?
Bir 15 Temmuz gecesi gerçek yüzünüzü ve rezilliğinizi göstermek için mi?
Bilmez misiniz ki; “öldürmeyen darbe güçlendirir”?
HOŞÇAKALIN