EN BÜYÜK BENİM HAYAT HİKAYEM MUHAMMET ALİ
Kahverengi saçlı, kırmızı suratlı Mc Donald Chris’e kapıyı kapamasını söyledikten sonra. Bana döndü ve Cassius diye konuşmaya başladı. “Geçen hafta New York’a gidip İslam Ülkesi Camisini ziyaret ettiğin doğrumu? Orada Siyah Müslümanlarla herkesin içinde kucaklaştığınız Onlar hakkında da sana soru soran gazetecilere, Müslümanları koruduğunuz Doğru mu bunlar?” “Evet doğru.” Mc. Donald masasının arkasına geçti. Yüzü Buruşmuştu. Orada olduğu Yerde, sanığı sıkıştırmaya çalışan. Bir savcı gibi konuşmayı sürdürdü: “ Malcolmx’i spor salonuna senin çağırdığında doğru mu?” “Evet efendim?” Tam Gözlerinin içine bakıyordum. Gözlerini bir dehşet bürümüştü.
O zamanlar Malcomx bütün Ülkede Siyah Müslümanların lideri sayılıyor. Elijah Muhammet’in elçisi olarak kabul ediliyordu. Yaptığı televizyon ve radyo konuşmalarında, “ Beyaz Şeytana” karşı koyuyor. Siyah Müslümanlığın yayılması için elinden geleni yapıyordu. Üstünden daha on yıl geçmesine rağmen. O günlere geri bakınca bütün bunlar gerçek dışıymış gibi geliyor insana. Ama Muhammet’in müretleri için Ülke içinde bir “casus avı” vardı. Birçok kişi siyah Müslümanların “Beyaz Şeytan” görüşünü. Kendilerine yapılan zulüm. Haksız hareketlerden öç almak amacıyla geliştirmeye çalıştıklarına inanıyorlardı. Bu düşüncelerin ışığında da Malcolm bütün bu hareketin lideri görünümündeydi.
Mc Donald suçlamasını sürdürüyordu: “Bildiğim kadarıyla Samuel Kaptan diye bir koruyucun var kampta. Üstelik bir siyah Müslüman kadın da yemek pişiriyor. Bunlar seni koruyanların paraları ile yaşıyor. Bu da doğru mu? “Evet,” diye karşılık verdim gene.
Ona, Samuel Kaptanın Miamie7de bir Müslüman imamı olduğunu. Bana büyük yardımlarda bulunduğunu söyledim. Samuel Kaptan o kadar kuvvetli ve sevimli bir gülüşü olan bir adamdı. Chris’e öylesine yardımcı oluyordu ki, bir gün Chris, “Bak” demişti. “İyi bir adamsın Cassius seni dinliyor. Ona siyah Müslümanlardan hayır gelmeyeceğini söyle.” Bu tip aşılamalar bir ay kadar sürmüştü. Sonra bir gün Müslüman olduğunu bildiği bir çocuk Samuel Kaptan’ın yanına gelmiş. Ona Müslüman Usulü selamlamıştı. Chris mahvolmuştu “Birden bire yerin dibine girdim. Bunu hep sakladın değil mi?” demişti bana da. “Kadın benim yemeklerimi pişiriyor” dedim Mc. Donald’a. “Çünkü yalnız sığır eti yiyorum. Onlar da bunu iyi hazırlamaya alışık.”
Mc. Donald işe yeni yaklaşım yolu bulmaya çalıştı “ Boksa yeni bir meltem gibi geldin. Renkli, hareketli dikkati çekebilen güçlü bir boksör oldun. Olimpiyatları kazandığın zaman; Spor İllustrated dergisinin yazı işleri Müdürü Morton Sharnick seni nasıl anlatıyordu biliyor musun? Senin tüm Amerikan Gençliği olduğunu söylüyordu. Amerika’nın tohumu diyordu sana. Herkes seni seviyordu. Ulusal kahraman olmuştun. Ben de maçı bu koşullar altında aldım ve düzenledim. Yani iyi adam , kötü adama karşı. Liston’un geçmişini herkes biliyor. Bir canavar adı bir gangster bir maç yapacaktık. Ama senin bir siyah Müslüman olduğun duyularsa. O zaman herkes maçı kurdun kazanması için dua edecek. Kimse maça gelmeyecek. Bütün reklamlar boşa gidecek.
Dünya Şampiyonluğu en Büyük hedeftir. Önünde büyük bir yol açılacak. Ün para gelecek. Önemli olan bu maça çıkıp kazanman. Senin Bütün Yaşantın gelmiş ve geçmişin buna bağlı. Bütün dünya senin için.
Malcolmxin kampa geldiğinin duyulmasından bu yana herkes seni siyah Müslümanların desteklediğini söylüyor. Bunu da biliyor musun? Maç Şimdiden tehlikeye girmiş durumda. Benim yatırdığım parayı geri almam gerekiyor senin yapacağın iş de şu: Bu gün hemen bir televizyon programına çıkıp. Siyah Müslümanlara hiçbir ilgin olmadığını söyleyeceksin. Sonra hemen bir basın toplantısı yapıp. Siyah Müslümanları kötüleyecek söyleyeceklerinin yanlış anlaşıldığını bildireceksin. Kampındaki Siyah Müslümanları da hemen kovacaksın Böylece Kendini temizleyeceksin. Bizde işe başlayacağız
Devam edecek
Not: T:C Devleti yine büyük bir facianın üstünden geldi. Mağlup olmadı ve olmayacak. Bu gemi batırılmak istendi. Ama batmadı hepimize geçmiş olsun diyorum.