SURİYELİLER
Öncelikle belirmek isterim ki insan onuru, insan gururu her şeyin önünde gelen bir şeydir. Bazen ‘Keşke ölseydim de bu iş başıma gelmeseydi!’ denir ya: Gerçekten onurlu insan için bazen ölmek, başına gelen istemediği olayı yaşamaktan daha tercih edilecek bir durumdur. Yaşam felsefesi bu şiar üzerine kurulu insanlar gözüyle bakıldığında (ki ben böyle bakıyorum.) Suriyelilerin de insanlık onuru ve gururunun yıpratılmasına asla sıcak bakamam. Hiç kimsenin de bakmasını istemem.
Gel gelelim ben bu Suriyeli dostlara bir türlü anlam veremedim. İçlerinde taşı sıksa suyunu çıkaracak insanlar var. İstanbul’da otoyol kenarlarında akşama kadar, özellikle trafiğin yoğun olduğu saatlerde sürücülerden üç-beş kuruş alacağız diye saatlerce bekleyenleri görmek mümkün. Hatta ailece… Hatta bazılarının yanında beş-altı çocuk ve iki tane de eş görebiliyorsunuz. Yaş ortalaması (Tabiî ki sağlam ve istatistiki bilgi olmayıp, benim gördüğüm kadarı ile) 30-40 civarındadır. Hele 60 yaş üstüne rastlamak çok mümkün değildir. Hal böyle olunca ülkelerinde ya muhaliflerin yanında, ya da merkezi hükümet yanında yer alıp mücadele vermeleri gerekirken, işin kolayını seçip Avrupa Yakasından Asya Yakasına geçenlere el açan vatan haini, korkak, teslimiyetçi olarak mı görmeliyim, yoksa savaşın altında ezilmekten kurtulmak için bir lokmayı nerde bulursa oraya sığınan uyanık olarak mı?
Canını kurtarmak için her türlü sefaleti göze almış garip, zavallı desem, bu defa bomba imal ederken patlamaya neden olanlar, Suriye’den gelip bizim plajlarda yerli Türk vatandaşlarımıza posta koymaya kalkışanlar gözümün önüne geldiğinde yine kafam allak bullak oluyor.
Her toplumda iyiler de vardır, kötülerde… Ülkemizde bulunan Suriyelileri de böyle değerlendirelim diye düşünüyorum. Belki en sağlıklı değerlendirme de bu olsa gerek….!
Gelelim Türk Vatandaşlığına kabulleri konusuna: Esasen bu konu başlı başına irdelenmesi gereken çok detaylı bir konudur. Sadece özet olarak şunu söylemek istiyorum: Ülkemiz bir hukuk devleti ise yıllarını hukukla geçirmiş, karnını hukuk bilgisini satarak doyuran bir vatandaş olarak söylüyorum, bugünkü hukuk mevzuatımız Suriyelilerin, Türk vatandaşlığına geçmesine müsait değildir. Denilebilir ki gece saat 24.00’ten sonra torba yasanın içine konulan bir madde ile bu iş çözülür. İşin yasal boyutunun dışında bir de sosyal boyutu vardır. İşte O sosyal boyutun keseceği faturanın çok ama çok iyi hesap edilmesi gerekmektedir.
(Gerekirse ilerde bu konu bağımsız olarak ayrıca değerlendirilecektir.)