MESULİYET
‘Her millet, icraatına tahammül ettiği hükümetin mesuliyetine ortaktır!’ demiştir, Mustafa Kemal Atatürk.
Suruç’ta, Ankara garında, Bursa’da, Gaziantep’te, İstanbul Sultanahmet’te, Taksim’de, Vezneciler’de, en son Atatürk Havalimanında. Bir yılda tam 17 bombalı saldırı oldu bu memlekette ve 298 kişi hayatını kaybetti, yüzlerce insan yaralandı. Yaşanan her olay sonrasında hükümetimiz, güvenlik zaafiyeti yoktur diyerek ve ilk iş olarak yayın yasağı getirerek gerekli incelemeleri yaptı.
Son yaşanan bombalı saldırıda da, saldırının günler öncesinden istihbarat birimlerince bildirildiği, fakat buna rağmen ekstra bir önlem alınmadığı konuşuluyor. Böyle bir durum olmasa bile, bunun şüphesi dahi bulunsa, yetkililerin istifa etmesi gerekmiyor mu? İçişleri Bakanı, ben bu ülkenin içişlerine hiçbir ekstra fayda sağlayamıyorum, her gün ya bombalı saldırılarda, ya da sınırlarda, şehirlerde insanlarımız saldırılarla öldürülüyor, askerimiz, polisimiz şehit oluyor, fakat benim bir yararım yok, artık bu işi daha iyi yapacak birilerine bırakmam gerekiyor diyor mu?
Şehrin Valisi, Emniyet Müdürü çıkıp da ölen vatandaşlarımızın ismini saymak yerine, ben bu koltuğu bu işi daha iyi yapacak birne bırakıyorum diyebiliyor mu? İstihbarat sorumlusu, eğer gerekli istihbaratı sağlayamamışsa, ben artık neyin sorumlusuyum diyebiliyor mu? Ulaştırma Bakanı, havayollarını, tren garlarını ben koruyamıyorum, artık bir başkası bu işi yapsın diyebiliyor mu?
1 yıldır, sıcak savaş içinde olmadığımız bu ülkede, yüzlerce insan hayatını saldırılarla kaybetmişse, şehirler yakılıp yıkılmışsa, yasadışı örgütler bir süre, elini kolunu sallayarak istediği yere, istediği şekilde girip çıkmışsa, insanlar oradan oraya sürülmüşse, artık korku hayatın ta kendisi olmuşsa, adalet kurumu varlığını korumak için çabalamaktan yorulmuşsa, yolsuzluklar bu can pazarında her geçen gün artan bir hızla yayılıyorsa, insanların akıl sağlığı gitgide bozulup, şiddeti normal bir yaşam biçimi halinde yaşıyorsa, tacizin, tecavüzün her biri, her bir koldan yayılmışsa, tüm bunlar olurken ülkenin temel değerleri olan ilkeleri yerle bir ediliyorsa, Marşlarımıza; Atatürk’ün Gençliğe hitabesine tahammül edilemiyorsa, Cumhuriyetin kazanımları bir bir yokediliyorsa, insanlar kutuplara ayrılmış savruluyorsa, bütün bunları gören basın susmaktan öteye gidemiyorsa, hükümet yetkilileri en ufak bir sorumluluk almadan, güvenlik zaafiyeti yoktur diyerek, halen aynı şekilde devam edebilir mi? Diyelim ki ettiler, peki biz millet olarak aynı sükûnet içinde duruyorsak ve evet kimsenin hiçbirşeyden sorumluluğu yoktur diyebiliyorsak, o zaman bütün mesuliyet aslında bizde de değil mi?