Biz Nerede Yanlış Yaptık ?
Yaklaşık 30 yıldır devam eden PKK terörü süreci içinde yapılan doğrular maalesef yanlışların yanında devede kulak misalidir. Doğru teşhisin konulamaması tedavi başarısızlığına yol açar.
Terör bu ülkede hemen herkesin uzmanı olduğu bir konu.Yaklaşık 20 yıl silahlı kuvvetlerde görev yapmış ve çok sayıda alt ve üst düzey askerle bu konuyu tartışmış biri olarak işin sosyal ve ekonomik boyutuna girmeden yaptığım bazı tespitleri sizlerle paylaşmak isterim
Türkiye bence terör konusunda 3 büyük hata yapmıştır.
Terörün ilk yıllarında konuyu olduğundan fazla hafife alan yaklaşım tarzının yerini son yıllarda terörün bitirilemeyeceğine yönelik düşünce almış ve iktidarda kalma zorunluluğu ve siyasi kaygılar bedelini şimdi ödediğimiz teröriste her türlü ödünün verildiği açılım sürecine yol açmıştır.
İkinci hata ise halen havuz medyasının devraldığı devletin yerlerde sürünen çocukların bile güldüğü örgütte panik yaşanıyor, terörün beli kırıldı, bıçak kemiğe dayandı türü binlerce kez manşetlerde tekrarlanmış amatör propaganda yaklaşımlarıdır. Bu tür yalanlar halkın terör mücadelesine olan güvenini sarsmaktadır.
Rusların Çeçenistan'da kesin sonuç aldığı bataklıktaki sineklerle uğraşmaktan ziyade lider kadronun hedef alındığı yaklaşım tarzının bizim mücadelemizde hiç bir zaman olmaması bir diğer büyük yanlıştır
Evet yerel anlamda bir çok üst düzey bölge sorumlusu terörist bu mücadele sırasında etkisiz hale getirilmiştir. Lakin örgütün lider kadrosu bizdeki siyasetçileri bile kıskandıracak tarzda yıllardır koltuklarını korumakta, hiç bir hayati tehdit yaşamadan gariban Kürt gençlerinin hayatı üzerinden konumlarını devam ettirmektedir.
Mücadelenin ilk yıllarında terör olayı tamamen askerin yetki ve sorumluluğuna verilip siyasi iktidarlar konudan özellikle uzak durmuş veya tutulmuştur.
Nizami harp için planlanmış çoğunluğu vatani görevini yapan er-erbaşlardan kurulu profesyonel olmayan hantal birlikler geniş arazilerde günlerce devam eden operasyonlara çıkmış, bu operasyon tarzı hem birliklerde moral motivasyon kayıplarına, hemde açık alanda birliklerimizi hızlı hareket eden ve yıllardır kırsal tecrübesi kazanmış küçük terörist gruplara karşı açık hedef haline getirmiştir. Çoğu zaman yeterli istihbarat desteğinin olmadığı planlı operasyonlar dostlar alışverişte görsün tarzı üst kademeleri memnun etmek amacıyla yapılmıştır.
Özellikle donanımsız, dış müdahalelere açık derme çatma karakollara yapılan saldırılar sonrası yaşanan büyük kayıplar kamu oyunda infialler oluşturmuş, lakin balık hafızalı bir millet olduğumuz için yaşananları çok çabuk unutmuşuzdur.
Kale-kol dediğimiz yüksek korunaklı büyük karakol sistemine geçildikten sonra karakol baskınlarına bağlı kayıplar azalmış, genellikle kayıplar üst bölgelerine yapılan baskınlar ve mayınlı tuzaklar sonucu olmuştur.
Doksanlı yılların ortalarında PKK terör örgütünün sınır karakollarını yüzlerce teröristle bastığı, kuşatılan tugayların neredeyse haftalarca dünyayla irtibatının koptuğu korkunç günler yaşadık.
Zaman içinde bu yaklaşım tarzının fayda etmediği görüldükçe terörle mücadele profesyonel birliklere devredilmiş, birliklerin teçhisat ve donanım eksikleri tanımlanmış, felakete gidişe dur denmiştir.
Terörle mücadelenin en etkili olduğu dönem tüm güvenlik bürokrasisininde kabul ettiği üzere açık ara içişleri bakanı hemşehrimiz İdris Naim Şahin dönemidir.
PKK'nın zafer yılı ilan ettiği 2012 yılında TSK'nın yıllardır vatan toprağı içinde girilemeyen Kato Dağı-Kazan Vadisi gibi bölgelerde örgütün belini kıran başarılı operasyonlar düzenlenmiş, nefes alamayacak hale gelen ve eylemlerde kullanılacak eleman sıkıntısı çeken örgüt bölgede marjinalleşmeye doğru gitmiştir.
Bu başarının altında yatan sebepler olarak yıllardır birlikte operasyon yapmayan ve koordinasyon içinde çalışmayan polis ve profesyonel askerden oluşan birliklerin iyi organize olması, istihbarat faaliyetlerinin etkin hale getirilmesi ve özellikle lider kadrolara yönelik istihbarata dayalı nokta operasyonlar yapılması, Emniyet güçlerine yapılan saldırılara misliyle karşılık verilmesi sayılabilir.
Hiç bir iyilik karşılıksız kalmaz...Terörle mücadelede bu kadar başarılı olmuş bir insana yapılan muameleyi hepimiz gördük.
Ne oldu da AKP’nin açılım politikalarıyla birlikte işler çığırından çıktı İsterseniz bir sonraki yazıya bırakalım.