Cahil Millet
Kendi ülkemizde artan bölünmüşlükle uğraşırken,dünyadan da uzaklaşmaya devam ediyor gibiyiz. Ermeni meselesi,Suriyeli mülteciler ve uluslararası hukuktan ayrık yaşamamız,dünya ile entegre olmamıza engel oluyor. Bunun çaresinin öncelikle içeride barış ve huzurun sağlanmasından geçtiğini bilmemiz gerekiyor. Her eleştiriye düşman gözüyle bakmamayı,dile getirilen sorunlardan ders almayı becerebildiğimizde,yeniden yükselmeye ve dünya standartlarına ulaşacağımızı düşünmemiz gerekiyor...
Dünya ülkeleri ısrarla ve her yıl yılmadan usanmadan,Ermeni meselesini önümüze bir "sopa"gibi koyup duruyorlar. Konuyu tarihçiler yerine siyasetçilerin tartışması,komedi filmine dönüştürüyor.Bu haliyle de çıkan sonuçtan hiç kimse memnuniyet duymuyor.Avrupanın iki yüzlülüğü sadece bununla belgelenmiyor.Suriyeli mülteciler konusunda verilen sözler,tutulmadığı gibi,bize 3. Sınıf ülke ve insan muamelesi yapmaya da hiç mi hiç gocunmuyorlar...
Terör,iki yüzlü avrupa ve siyasetteki belirsizlik ve geleceğe dair umutsuzluk ülkenin önünü tıkıyor.Muhalefet partilerinin hala lider sorunları ile uğraşması kamuoyundaki panik ve belirsizlik havasını artırıyor.E hal böyle olunca da iktidar partisinin,ister genel başkan değişikliği,isterse sağdan sola geçmesini kimse umursamıyor.Her halükarda iktidar olma garantisi taşıyan %50'lik kesimin,icraat ve projeden ziyade palavra ve başkanlık peşinde koşması kadar da doğal bir durum elbette olamaz diye düşünüyorum...
Davutoğlu sonrası,sanki Erdoğan yeniden bu göreve atanmış gibiSürekli toplu açılış,vaad,yol,köprü vs başında görüyoruz kendisini.Yeni başbakanın ilk icraatı da zaten "fiili durumu,yasal hale getirmek olacaktır"şeklinde idi.Türkiye bu stresli günlerden çıkmayı ve yeniden koşmayı beklerken,sadece sorun Başkanlık gibi gösterilmeye çalışılıyor ya,insanın avazının çıktığı kadar bağırası geliyor inanın.Koltuğu işgal edenler bunu arzu ediyor olabilir de,karnı aç ve cahil bu millete ne oluyor da sürekli alkışlıyorlar anlamak mümkün değil...