YARGI BAĞIMSIZLIĞI
Halen Yürürlükte olan 1982 Anayasasının 3. kısmı ‘Cumhuriyetin Temel Organları) başlığını taşımaktadır. Bu başlık üç bölümden oluşur.
1.Bölüm: Yasama
2.Bölüm: Yürütme
3.Bölüm: Yargı başlığını almaktadır.
Buna göre 75. maddeden başlayan yasama bölümünde TBMM. nin düzenlenmesi vardır. Yürütme başlıklı ve 101. maddeden itibaren başlayan ikinci bölüm ise Cumhurbaşkanı, seçimi ve görevleri ile başlayıp, başbakan ve bakanlar ile seçimi ve görevleri ile devam etmektedir. Mevcut Anayasamızın 138. maddesi ise üçüncü bölümün ilk maddesi olup yargı konusunu ele almaktadır. Burada dikkat edilmesi gereken husus Cumhurbaşkanının (seçilmesi, yemin etmesi, görevleri ve sorumluluğunun) yürütme bölümü içinde incelenmesidir. Yine bu bölümde bakanlar kurulunu toplayıp, toplantıya başkanlık edebileceği hususu yazılmaktadır.
Neden yürütme bölümünde ele alınmış da; Yasama veya yargı bölümünde ele alınmamıştır?
Bu bir tesadüf değildir. Dünya’da da bu hususa dikkat edilmektedir. Cumhurbaşkanı birilerinin yanlış olarak lanse etmeye çalıştığı gibi TBMM nin veya yargının başı değildir. Yürütmeye belki başkanlık yapabilir, ama yargıya ne başkanlık yapabilir, ne de yargının da başıdır? Cumhurbaşkanımız her kurumun başkanıdır ifadesi hukuk bilgisi olmayanların söyleyebileceği, siyasi bir gönül teselli etmeden öteye gitmeyecektir. Ancak devlet yönetmeye kalkışan kişilerin de bu denli sorumsuz lafları etmemesi gerekmektedir. Bu sütunlarda daha önce değindiğimiz ölüm cezasının kaldırılmasını teklif etme önerisi de aynı kaynaktan gelince bu yazının yazılması zorunluluk arz etmiştir.
Dün akşam izlediğim bir filimde annesi öldürülen kadının, annesinin mezarı başında: ‘Seni öldürenleri şikayet etmeyeceğim. Onların cezasını ellerimle vereceğim!’ demesi yargıya güvensizliğin film senaryolarına kadar uzandığının göstergesidir.
Yüksek yargı organlarının başkanları bırakınız kağıt üzerinde tarafsız, uygulamada tarafgir bir cumhurbaşkanı ile dolaşmayı, özüyle ve sözüyle tarafsız bir cumhurbaşkanı dahi olsa arkasına takılıp çay toplamaya, kahve içmeye gitmemelidir. Giderse yargıya azalan güveni daha da zayıflatacaktır.