RAMAZAN GELDİ HOŞ GELDİ...
11 ayın sultanı olarak adlandırdığımız Ramazan ayını Pazartesi gününden itibaren idrak edeceğiz. Daha dün gibi yolcu ettiğimiz, Ramazan ayından sonra 11 ay geçmiş. Bu da demek oluyor ki, ömrümüzden 1 yıl daha tüketmişiz.
Ramazan ayı, dinimizce yüce ve kutsal kabul edilmiş mübarek bir aydır. Kutsiyeti ve fazileti Kur’an ve sünnetle sabit olan Ramazan ayı aynı zamanda on bir ayın sultanı olarak da kabul edilmektedir.
Feyiz ve bereketlerle, af ve mağfiretlerle dolu olan sosyal yardımlaşma ve dayanışmanın toplum hayatında yoğunluk kazandığı, ibadet hayatımızın zenginleştiği Ramazan ayı, peygamber efendimizin ifadesi ile “Evveli rahmet, ortası mağfiret, sonu cehennemden kurtuluş” olan bir aydır.
Ramazan ayı, kalplerin dirildiği, gönüllerin aydınlanıp coştuğu, nefislerin kırıldığı, insani vasıfların tekrar hatırlandığı manevi yaşamı dolu olan bir aydır.
Bu anlamda Ramazan ayı Allah’ın biz müminlere sunduğu büyük bir ihsanı ve nimetidir.
Çünkü dini hayatımızda önemli bir yeri olan Ramazan ayını, diğer aylardan ayıran ve daha faziletli ve üstün kılan bir takım özellikler ve manevi güzellikler vardır.
Pek çok manevi sonuçlara sebep olan bu özellikler ve güzellikleri şöyle sıralayabiliriz:
1-İnsanlığı, içine düştüğü karanlık ortamdan çıkarıp aydınlığa kavuşturan yüce kitabımız Kur’an-ı Kerim, bu ayda indirilmiştir. Şüphesiz Ramazanın diğer aylara ve zaman dilimlerine oranla dini ve sosyal hayatımızda büyük bir önemi ve yeri vardır.
Bu aya kıymet kazandıran en önemli hadise, Hz. Peygamberin en büyük mucizesi, dünya ve ahiret saadetine götüren, en güvenilir kılavuz olan Kur’an’ın bu ayda indirilmeye başlanmış olmasıdır.
İnsanlığın ufuklarını karartmış olan bilgisizlik, delalet ve vahşet bulutları, bu ayda sevgili peygamberimizin şahsında bütün insanlığa gönderilen Kur’an-ı Kerim’in evrensel mesajlarıyla dağılmış, cehaletin yerini bilgi, haksızlığın yerini adalet ve düşmanlığın yerini de sevgi ve barış almıştır.
Tüm okurlarımızın ramazan ayını kutluyor, hayırlara vesile olmasın Cenab-ı Haktan niyaz ediyorum.
Son yıllarda teknolojinin ilerlemesine rağmen, gerek telefonlarda gerekse internet hatlarında sık sık arızalarla karşılaşıyoruz.
Gazete ve matbaaya ait olan 423 15 64 nolu telefon ve aynı hatta bağlı olan internet hattımız geçtiğimiz hafta sık sık arızalandı.
Gayet normal. Hiç bir şey eskisi gibi yerinde durmuyor. Bozulacak, yapılacak.
Buraya kadar her şey normal.
Anormal olan, arıza bildirilen 121 nolu telesekreter. Yani canlı olarak arıza kaydı almıyor. Arıyorsunuz, şurayı tuşlayın, burayı tuşlayın gibi ahret sualleri karşısında işleminizi yapıyorsunuz.
Buraya kadar da her şey normal.
Bir iş gününde giderilmeyen arızanın durumu hakkında, yeniden arandığında arızanın giderildiğini, bir kaç saat sonra aradığınızda arazının ekibe bildirildiğini, kısa bir süre sonra arızanın giderileceği haberini alıyorsunuz; ama nafile... Telefon hayatımızın vazgeçilmez bir parçası, İnternet de öyle... Ama, ilçede çözüm yollarını bulamayınca maalesef Ankara ve İstanbul’daki dostlarımızı devreye sokmak suretiyle sorunumuzu çözümleyebildik. Bu arada Telekom’un internetteki şikayet adresine şikayetimizi bildirdik; ama şu ana kadar da bir geri dönüşüm olmadı.
Şayet bir arıza durumu sözkonusu olmasaydı da yeni bir kontör artırımı olsaydı inanıyorum ki, 444’lü hatlardan yüzlerce kez aranılır ve 40 liralık telefon görüşmeniz 50 ya da 60 Liraya çıkardı.
Şikayetimizi buradan bir kez daha yineliyorum. Bakalım bundan sonra arayan soran olacak mı çok merak ediyorum..