Köprüden Önceki Son Çıkış
3 Kasım 2002 seçimi hemen öncesi, 3Y (Yolsuzluk, yoksulluk, yasaklar) ile mücadele sözü veren yeni parti meydanlarda fırtınalar estiriyor.
Biz artık milli görüş gömleğini çıkardık sözleriyle diğer tarikat ve cemaatlere nezaket ziyaretleri yapılıyor, bol bol mavi boncuklar dağıtılıyor.
Teveccüh üst düzeyde, gümbür gümbür iktidara geliyorlar.
Güneyde bir ilimizde yapılacak miting için validen ulaşımla ilgili talepleri var.
Yılların bürokratı vali bey milliyetçi muhafazakâr kimliğiyle tanınıyor.
Ekibin gayet makul talebini reddediyor. Ufaktan kıllık atıyor yani.
Vali beyle hukuku olan bir arkadaşım; bunlar çok büyük ihtimalle iktidara gelecek, neden böyle yaptınız diyor hayretler içinde.
Valinin ‘’Sen bunları tanımıyorsun bunlar gelince devleti soyup soğana çevirecek’’ sözü karşısında hayrete düşüyor.
Burada yazamayacağım ve maalesef gerçekleşmiş başka ön görüleri de var.
Vali bey gelen ağam giden paşam tipinde omurgasız bürokratlardan değil. Yaltaklanmak yerine kendince tavır alıyor.
O gün için alnı secdeli, muhafazakâr siyasetçilerin yolsuzluk, baskı ve hukuksuzlukta geçmiş yönetimlere rahmet okutacağını düşünmek, Nostradamusun kehanetleri kadar şaşırtıcı.
Yıllar sonra güç ve zenginliğin yoldan çıkardığı siyasal İslamcıların bizi getirdiği nokta…
Milletçe kör kuyularda ışıksız, soluksuz kaldık.
İslam’ı siyaset ve iktidarları için kullananlar…
Hukuk, demokrasi ve basın özgürlüğünden nefret eden ancak kendilerini iktidara taşıyorsa demokrasiye müsaade eden zihniyet…
Ellerinde her kapıyı açan, her yükten kurtaran sihirli bir maymuncuk: Siyaset savaştır, savaş hile…
Bu maymuncukla karun gibi zengin, firavun gibi zalim oldular.
Bu mantıkla darbe dönemlerinde bile olmayan mala çökme operasyonları yaptılar.
Harp ganimeti çaldıkları…
17-25 Aralık’ta yolsuzluk buz dağının sadece suyun üstündeki kısmını gördü…
Görünen kısım bile dehşet verici.
Ülkemizin dünyadaki itibarını yerle bir ettiler.
O kadar suç işlediler ki artık normal demokratik yoldan iktidarı devretmeleri mümkün değil.
Onlar için iktidarda kalmak ölüm kalım meselesi.
Bu nedenle bağımsız basına ve seçim kaybetmeye tahammülleri yok.
Kendilerine biat etmeyen herkesi susturacaklarını sandılar.
Kukla ve etkisiz bir MHP onlar için ölüm kalım meselesi.
Milliyetçi muhafazakar oyların üstüne sonsuza kadar oturmak istiyorlar
Şimdiye kadar kirli siyasetleriyle koskoca bir camiayı esir aldılar.
MHP kurultayının toplanmasını engellemek için son dakikaya kadar her şeyi yaptılar.
Belli ki bürokrasi artık bu yükü taşıyamaz oldu.
HSYK tüm baskılara rağmen istedikleri hâkim atamasını yapmadı.
Ve MHP de kurultayın yolu açıldı.
Kendi içinde demokrasi kurallarını işleten, tabanın isteğini yerine getirmiş bir MHP oyunun gidişatını değiştirebilir.
Bu karar tam anlamıyla dinci faşizme giden yolda köprüden önce son çıkış, kuyunun dibinde ümitsizce sonunu bekleyen bir millet için ışık.
Dışardan müdahale olmazsa kimin kazanacağını tahmin etmek hiç zor değil.
Aman MHP dikkat
Gizli yandaş Ahmet Hakan açmış yine uğursuz ağzını. .Objektiflik adı altında hafiften yol yapıyor sahibinin adına. MHP ile AKP koalisyonu olabilirmiş.
Aman Allahım ne korkunç
Esas oğlanın yanında yardımcı rollere razı bir MHP istiyorlar.
Oslo'da sözü verilen ihanetler sonucu fiili durum nedeniyle oluşan iç savaş görüntülerinin, yüzlece şehit ve gazinin, şehirlerde elini kolunu sallayıp gezen IŞID canlı bombalarının, sistem haline gelen ve evlerde sıfırlanamayan paralarıyla kendini gösteren yolsuzlukların hesabının sorulmasını bekliyor bu millet MHP den.
Ve unutma kimi bünyesine kattıysa bu yapı mutlaka küçük menfaatler karşılığında çürüttü ve susturdu.
Hani nerede bu saraya peygamberimiz de gelirdi diyen anlı şanlı CHP müftüsü..
Nerede yola birlikte çıktıkları arınçlar, güller, şenerler..kiziroğlu davutoğlu beyler...
Önce seni suçlarına ortak eder halkın gözünde sıfırlarlar sonrada havuz medyasının önüne atıp şamar oğlanına çevirirler...
Unutma bunlar ustalık dönemini yaşıyorlar. Kimse bunlardan daha çamur olamaz.