DOKAP'IN FATSA'YA KATKISI
Önceki haftalarda Japon ve Çinli bilimadamları tarafından 1999 da hazırlanan DOKAP projesinden bahsetmiştim.
Kamuoyu tarafından pek bilinmeyen bu proje hakkında bazı sevindirici bilgilere ulaştığımı söylemek istiyorum.
Raporun hazırlanışından 12 yıl sonra da olsa 03.06.2011 de K.H.Kararname ile DOKAP Bölge Kalkınma İdaresi Başkanlığı kurulmuş ve halen bu Başkanlık, faliyetlerine devam etmektedir.
2018 yılına kadar Doğu Karadeniz için DOKAP kapsamında “10 milyar” lira yatırım yapılması öngörülmektedir.
Önceki hükümetler tarafından başlanan bu projenin, bazı ufak tefek değişiklere rağmen, bu Hükümet Tarafından devam ettirilmiş olmasını “takdire şayan” bir durumdur.
Geçen haftaki Güneş Gazetesinde Sayın Tayfun KARATAŞ; Fatsa ölçeğinde, sanayinin ekonomideki payının “yüzde 2 lerden, yüzde 15 lere” ve sanayide istihdamın ise “10 binlere” çıktığından bahsetmiş. Gelecek için yapılan projeksiyonda, Tayfun Bey’e göre, sanayinin payının “yüzde 40” larda olması hedeflenmektedir. DOKAP raporunda belirtilen hedefe göre ise, sanayinin payı“yüzde 24” olurken, hizmetler sektörünün payı “yüzde 67” dir. Yani; Tayfun Bey’in sanayi için öngördüğü hedef; DOKAP’a göre “yüzde 26” daha yukarıdadır. Bu güzel gelişmelerde elbette ki, Tayfun KARATAŞ ve arkadaşlarının payı inkar edilemez ama, bütün bunların; DOKAP’ ın kanuni altyapısı kullanılarak yapılmakta olduğunun da altını çizmek lazım. Bu altyapıyı etkin bir şekilde kullanmanın en önemli yolu, insan kaynaklarını doğru bir şekilde kullanmaktan geçmektedir.
Elbette ki, bu sınırlı köşede DOKAP’tan detaylı bir şekilde bahsetmem mümkün değil. Ama şunu söyleyebilirim ki; “DOKAP’ın; köydeki çifçisinden, şehirdeki işçisine ve sanayicisine varıncaya kadar yapabileceği pek çok katkı vardır”. Yeterki, Fatsa olarak üzerimize düşeni yapalım.
Bu projenin tanıtımında, meslek kuruluşlarımızın daha büyük bir iştiyakla çalışmaları gerekmektedir. Öncelikle ne tür projelere, nasıl bir destek verildiği halka anlatılmalıdır. Bu konuda bilgilendirme ve danışmanlık hizmetleri, en etkin bir şekilde sağlanmalıdır. Üniversite ve bürokrasinin, halkı, proje hakkında aydınlatabilecekleri “konferans” gibi platformlar; Başta “FATSO” olmak üzere tüm meslek kuruluşları tarafından sağlanmalıdır.
DOKAP’ın 2000 yılında hazırladığı raporda, halka açık şirketler kurulması öngörülmekteydi. Devlet, bu şirketlere finansman,bilgi ve danışmanlık gibi katkılarda bulunurken; halk, devletine duyduğu “güven”le, tüccarıyla esnafıyla, çifçisiyle, bu şirkete ortak oluyordu. Böylece herkes, gücü oranında üretime katkıda bulunuyordu. Neden; bu “halka açık şirketler” konusu 2016 da yazılan raporlarda yok? Bunu tam olarak bilmiyorum. Halbuki; halka açık şirketler, daima tek tek hazırlanan “bireysel” projelerden her zaman daha iyidir. Sosyal yararı daha fazladır. “Ayşe teyze ve mehmet amca”nın “yastıkaltındaki altınları”nı ekonomiye kazandırmanın bir yolu da budur.
Çalışmalarını takdir hisleriyle takip ettiğim Tayfun Kardeşimden; Fatsa için önemli bir istekte bulunacağım. O’ndan, Fatsa’nın esnafını, tüccarını ve halkını bir araya getirerecek; halka açık, büyük, “mega” bir şirketin kuruluşuna önayak olmasını istiyorum. Bu iş için uygun kişi olduğunu düşünüyorrum. Böyle bir şirkete devlet, “başat bir şirket ortağı” olarak katkı sağlayabieceği gibi; finansman ve bilgi desteğinde bulunarak da katkıda bulunabilir. Fizibilite, pazar araştırması ve proje çalışmalarına üniversitelerimizin ve ilgili bürokratlarımızın da katkılarını sağlamak mümkün olabilir, diye düşünmekteyim.
Zor mu? Kolay ne var ki...
DOKAP VE YEŞİL YOL
DOKAP projesinin en önemli ayaklarından biri de; asıl adı “Yeşile Yolculuk” olan, “Yeşil Yol” projesidir.
Bu proje; 1. Doğu Karadeniz bölgesini kapsayan 8 ilin önemli yaylalarını ve turizm merkezlerini birbirine bağlayan, 2. Bölgeye gelen yerli ve yabancı turistlerin, belirlenen güzergah boyunca “fiziki yapısı iyileştirilmiş” bir şekilde seyahat etmesine imkan sağlayan, 3. Doğayla bütünleşik bir turizm projesidir.
Ayrıca, proje kapsamında “2600 km yol” ve belli aralıklarla “33 adet Turizm Merkezi” yapılması planlanmaktadır. Böylece, “kesintisiz bir şekilde” 8 ilin yaylalarından ve doğasından yerli ve yabancı turistler istifade edebileceklerdir.
Proje; sadece bundan ibaret değil, elbette. Bunlara ek olarak bir çok entegre yatırımlar gerçekleştirilirken, doğal yapının korunması için gerekli tedbirler alınırken, yapılaşmanın planlı, doğal yapıya ve yöresel özelliklere uyumlu olması düşünülmektedir.
Amaç; bölgenin turizm potansiyeli değerlendirilirken; “nüfusun bölgeden göçünü” önleyici gerekli ekonomik şartların oluşturulmasıdır.
Bölgemiz için önemli olan bu projede doğa hassasiyeti özellikle vurgulanırken, hatta doğanın “hatır”ı için, gerekirse bazı yolların “4. Sınıf yol standardı”na kadar düşürülmesi kabul edilirken; Sayın Seyit TORUN, Mecliste yaptığı bir konuşmada, “Yeşil Yol” Projesiyle “doğanın katledildiğnden” falan bahsetmesi, beni üzmüştür. Ordu için hayati öneme sahip olan bu projenin aleyhinde Seyyid Bey’in konuşması, sanırım kendisini seven Ordu’lu hemşehrilerini de üzmüştür. Seyit Bey’in; yüzde doksanı, “eski mevcut yolların ıslahı” şeklinde gerçekleşecek olan bu proje hakkındaki görüşlerini tekrar gözden geçirerek “revize” edeceğini düşünmek istiyorum.
Bu projeye 1999 yılında Seyit Bey’in eski genel başkanı Bülent ECEVİT’in Başbakanlığı döneminde başlandığı düşünülürse, ortada ironik bir durum vardır.
DOKAP Ordu için “partiler üstü” bir mesele olmalıdır. Öyledir de...