Görüntülenen Sayı: 2332
2803 | Yayım Tarihi: 1 Nisan 2016 Cuma
  • Ana Sayfa
  • Haberler
  •  Spor 
  • Köşe Yazarları
  • Bunları Biliyor musunuz?
  • Vefatlar
  • Güneşlik
  • Dost Siteler
  • Künye
  • İletişim
  • Son Sayı
Ana Sayfa » Köşe Yazıları » BABALAR UNUTUR

BABALAR UNUTUR


Facebook'ta Paylaş

     Dinle  oğlum:  Bunları sen  uyurken  söylüyorum. Küçük  ellerinden  biri  yanağına  dayanmış. Sarı  bukleli  saçların  terle  ıslanan  alnına  yapışmış.Senin  odana  yavaşça  girdim.Az  önce  yalnız  oturmuş  kitap  okuyordum.Birden  içimi  suçlu  hissediyordum.Hemen  senin  yanına  geldim.
     Aklıma  şunlar  geldi  yavrum:  Sana  kızmıştım.Okula   gitmek  için  giyinirken  seni  azarlamıştım. Çünkü  sen  yüzünü  iyi  yıkamamıştın. Ayakkabılarını da  kirli  görünce. Daha  çok kızdım. Hele  yerlere  bir  şeyler atıp  kirletince. Büsbütün   sinirlendim. Kahvaltı  masasında  da   seni  azarladım.Masanın  üzerine  bir  şey  devirdin.Dirseklerini  masaya  dayadın: Ekmeğine  çok   tereyağı  sürdün.  Bu   davranışlar  beni  kızdırmıştı.
     Ben  işe,  sen  okula  gitmek  üzere   evden  çıktık.  Sen  bana    güle  güle  babacığım  diyerek  el  salladın.  Ben  karşılık  vermedim.  Sana “ Omuzlarını  dik  tut”  dedim.

     Akşam  işten  eve  gelirken.  Seni  sokakta   çocuklarla  dizlerini  yere  dayamış. Zıp  zıp  oynarken  gördüm.Çorapların   delinmişti. Seni  önüme  katıp    eve  getirdim. Arkadaşlarının  yanında  küçük  düşürdüm.  Sonra  “çoraplar  çok  pahalı, parasını  sen  kazansaydın  bakalım böyle  yırtarmıydın?”  Diye  azarladım.
     Akşam  yemekten  sonra  ben  kütüphaneme   çekilince. Sen ürke  ürke  yanıma  geldin. Ben  gazetemin  üzerinden  sana  sert  bir  bakış  fırlatarak.  “ Ne  istiyorsun?”  diye  sordum. Sen  hiç  bir şey  söylemedin.  Koşarak  yanıma   geldin. Kollarını  boynuma  doladın.  Beni  öptün. Allahın  kalbine  verdiği  sevgiyi. Benim  ilgisizliğim solduramamıştı. Sen   bu  sevgi   ile  küçücük  kollarınla  beni  sıkmıştın.  İşte  böyle  yavrum. Sen  yattıktan  az  sonra. Benim  elimdeki gazete  kaydı. İçimi  bir  korku  sardı. Bana  ne  olmuştu.  Bu  yaptığım  hataları  görmekle  duyduğum  sıkıntıydı. Kusur  aramak, azarlamak  bende   alışkanlık  olmuştu.Seni  seviyordum.  Fakat  senden  büyük  insan  davranışları  bekliyordum.  Senin  benim  yaşımın  tecrübesiyle  davranmanı  istiyordum.  Oysa  senin  karekterinde  ne  iyi, ne  gerçek. Ne  doğru  şeyler  var.Küçücük  kalbin bir dağ  kadar  büyük. Benden  yüz  bulamadığın  halde. Beni  gelip  öpmenle  bunu  öyle  güzel  açıkladın ki.

     Karanlıkta  odana geliyorum. Yaptıklarımdan  utanarak  ağlıyorum. Bunları  uyanıkken  söylersem  beni  anlamayacaksın. Fakat  yarın  ben  gerçek  bir  baba  olacağım.  Seninle  arkadaş  gibi  konuşacağım. Üzüldüğün  zaman  üzüleceğim. Güldüğün  zaman  güleceğim. Ağzımı  kötü   bir  söz  gelince  dilimi  ısıracağım. Söylemiyeceğim. 
Korkarım  ki  seni  kocaman  bir  adam  sandım. Bu  güne  kadar. Şimdi  sana  bakıyorum. Ne  kadar  küçüksün. Yatağında  kıvrılmış  yatarken. Hala  küçük   bebek  gibisin. Hem  daha  dün  annenin  kucağından  ayrılmadın mı?  Daha  dün  başını  onun  omzuna  dayardın.  Senden  meğer  çok  fazla  şey  istemişim. Çok  fazla  şey . .
     Ana  gibi  nimet, baba  gibi  devlet,  kardeş  gibi   kanat, evlat  gibi  hayat  olamaz.                                                                                                                Lokman Hekim

Yalnızca aboneler yorum yazabilir.

Abone Bilgileri

Abone girişi yapınız
Abone Kodu:
Parola:
Şifrenizi almak için tıklayın

  • Hava Durumu
  • Arşiv


Kaynak: Meteoroloji Genel Müdürlüğü






 Güneş Gazetesi © 2005-2025 Her hakkı saklıdır.