İDAM CEZASI
Namı diğer ölüm cezası dünyada gelişmiş birçok ülkede kaldırılmıştır. Geçen haftalardan birinde Hükümet sözcüsü ve Başbakan Yardımcısı hemşerimiz Sayın Numan Kurtulmuş Ordu’da bir toplantıda ölüm cezasının kaldırılması ile ilgili girişimlerde bulunacağız anlamında bir ifade kullanmıştı. Ülkemizde ölüm cezası zaten kaldırılmış olduğundan hukuki konuları ne kadar uzaktan takip edebildiğini düşündüm ve pek de yadırgamadım. Herkes her şeyi bilmek zorunda değildir.
Esasen bu yazıyı O talihsiz açıklamanın yapıldığı günlerde yazmayı düşünüyordum. Daha önemli konular gündem oluşturduğu için yazamadım. Bu günlerde idam cezası yine çok öne çıkmaya başladı.
Şöyle ki:
Şehitlerimizin hatırı için idam cezası yeniden gelmeli….
Tarsus’ta katledilen kızımız için idam cezası yeniden gelmelidir…
Kartal’da boğularak öldürülen çocuğumuz için idam yeniden gelmelidir……
Karaman’da tecavüzcü için idam cezası yeniden gelmelidir vs. vs…
Şimdi gelelim işin hukuki ve vicdani boyutuna:
Hukuki açıdan: Cezanın amacı, suç işleyenleri uslandırmak, bir daha suç işlemesini engelleyerek topluma kazandırmaktır. Hal böyle olunca ölüm cezası bir ceza değildir. Çünkü adamı öldürdükten sonra artık hayatı bitmiş adamın uslanması-uslanmaması gibi bir durumun söz konusu olamayacağı dikkate alınırsa bu daha iyi anlaşılacaktır. Öyleyse hukuki açıdan ölüm cezası, ceza olarak nitelendirilemez, yeniden gelmesi de istenemez.
Vicdani açıdan bakıldığında ise: Özellikle mağdur olanların yakınları açısından, benim dünyamı karartanın da dünyası karasın yaklaşımı ön plana çıkacaktır. Siyasi suçlarda değil de özellikle cinayet ve cinsel suçlarda, bu suçları işleyenlerin her nasılsa süreli cezalarının bitmesinin arkasından yeniden aynı suçu işledikleri sık gözlemlenmektedir. Bu tür suçları işleyenlerin süreli hapis cezaları ile uslanarak bir daha suç işlememeleri mümkün olmadığına göre, yeniden suç işlemelerini engellemenin idam ile mümkün olabileceği düşünülebilir. Benim konu ile görüşümün ne olduğunu merak ederseniz içinde bulunduğum siyasi düşünce kadar hoşgörülü olduğum söylenemez. Yaşam hakkı elbette kutsaldır. Ama bu yaşam hakkının kutsallığını bilen için geçerlidir. Başkalarının yaşam hakkını elinden alanların yaşam hakkının kutsallığı üzerinde düşünmek gerekeceği kanısındayım.