Görüntülenen Sayı: 2330
2804 | Yayım Tarihi: 18 Mart 2016 Cuma
  • Ana Sayfa
  • Haberler
  •  Spor 
  • Köşe Yazarları
  • Bunları Biliyor musunuz?
  • Vefatlar
  • Güneşlik
  • Dost Siteler
  • Künye
  • İletişim
  • Son Sayı
Ana Sayfa » Köşe Yazıları » Nerede Duruyoruz?

Nerede Duruyoruz?


Facebook'ta Paylaş

        Bu  katliamları   yapanlar   işledikleri   cinayetlerle  herhangi  bir   siyasi  hedefe  ulaşamayacaklarına   göre  neden  böylesine  alçakça  saldırılara  girişmektedirler?  Netice  almanın  mümkün  olmadığını  bile  bile  bir  terör   örgütü  elinden  geleni  yapmak  için  çabalar?
        Eylemlerin  yapılış  biçimi  terör  örgütünün  profesyonel yapılarla  birlikte  hakaret  ettiğini  veya  bazı  profesyonel servislerin  terör  örgütünü   sahaya  sürdüğünü  göstermektedir.  Esas   itibarıyla    bölgemizde  yaşanan  savaşa ‘vekalet  savaşı’  dendiğini  göz  önünde  tutarak  şu  söylenebilir  ki;  bölgedeki  bütün  terör  örgütleri  başta  PKK/P,YD,DEAŞ  olmak    üzere,  bu   savaşta  kendileri  için  değil  başkaları  için  kendilerine  verilen  rolü  yerine  getirmekten  başka  bir  işleve  sahip  değillerdir. 
                     Kim  ne   istiyor?
    Burada   Batı  sisteminin   takip   ettiği  stratejinin  altı  çizilmelidir. Başından  itibaren  eleştirdiğim  bu  strateji,  esas  olarak  bölge  halkının  kendi  geleceğine  karar  verme  süreçlerinin  dışında   kalmasını  ön  gören, küresel  süreçte ‘yeni  sömürgecilik’  denilen  bir  anlayışa   dayanmaktadır.Buna  göre; Ortadoğu  toplumlarının  modern  ekonomik  ve  toplumsal  ilişkilere   katılması,  kaçınılmaz  bir  biçimde   siyasal  sistemin    demokratikleşmesi  gibi  bir  sonucun  oluşumuna   yol  açmaktadır. Bu durumda , yüzyıldır bu bölgeyle kurulan bağımlılık ve sömürü ilişkilerinin sürdürülmesini sağlayan siyasal yapıların değişmesi kaçınılmaz olacaktır.
       Batı bölgesel hakimiyetine tehtid olarak gördüğü, demokratikleşmenin önünü açacak olan bu eğilime  ‘bahar devrimleri sürecinde’ karşı tavır alarak, zaten bölgede demokrasinin gelişmesinin, kendi hakimiyetini tehlikeye sokacağı konusunda bir denklem kurduğu için Mısır’da Sisi’yi desteklemiş Suriye’de BAAS dikdatörlüğüne karşı mücadele eden muhalefete karşı tavır alırken PYD terör örgütüyle   işbirliği yaptığını açıklamıştır.

       Önemli bir diğer konu, Türkiye’nin durduğu yerdir. Türkiye ekonomik gelişmesiyle , takip ettiği büyüme stratejisiyle, toplumsal modernleşme ve demokratikleşme süreciyle aslında bütün Ortadoğu bölgesi için kendiliğinden model olarak yükselen büyük bir değerdir.
    Katil kim?
    Meselenin can damarı burasıdır. Türkiye örneğinin bölgede yaygınlaşması Türkiye merkezli bir ekonomik ve siyasal güç merkezinin oluşumu eğiliminin yükselmesi demekti. ‘’ Bunun için Batı sistemi, bölgenin eski statükosunu korumanın mümkün olmadığı gerçeğinden hareketle , politik coğrafyayı değiştirerek hem Türkiye’yi kuşatıp Arap coğrafyasıyla irtibatını kesecek bir stratejiyi, hem de mezhep/din veya etnik temelli siyasal bölümlere dayanan bir harita çizilmesine dönük bir yaklaşımı benimseyerek, bölge ülkelerindeki demokratikleşmeye karşı kapalı otoriter rejimlerden yana tavır almış görünmektedir.
    İşin ilginç tarafı batı bu eğilim içersindeyken Rusya, Ortadoğu’nun siyasal coğrafyası yeniden çizilirken  yüzyıl önce olduğu için dışarıda kalmayıp  masa başında bulunmak istediğini gösterir bir biçimde, doğrudan kendisini sahneye atmış bulunmaktadır. İran’ın mezhep eksenli emperyal bir vizyona  sahip olduğu da dikkate alınınca meselenin rengi iyice görülebilir. Dahası  bugün  Ortadogu’da  Irak’tan  Suriye’ye uzanan daha da genişletilmek istenen bir  savaş yaşanmaktadır. Bu savaşa müdahil olanlar yeni bir siyasi coğrafya için  mücadele etmektedirler. Bu coğrafyanın merkezindeki Türkiye ,  terör üzerinden etkisiz hale getirilmek onun  yıldızının parlaklığı  gölgelenmek istenmektedir.
    ‘’Türkiye’nin demokratik bir siyasal yapıya sahip  olmasını , terörle mücadelede zaaf olarak gören  BAAS’a destek  veren otoriter rejimlerin, içeride  PKK/PYD çizgisinde  siyaset yapan unsurların , hesaba katmadığı şey ; katliam yaparak terör  faaliyetleriyle ülkeyi sindirme çabalarının asla amacına ulaşamayacağıdır. Bu  saldırılara karşı oluşan demokratik  tepki terör karşısında dayanışma bilincini yükselterek  ‘gün birlik günüdür’ diyenleri ayağa kaldıracaktır.                                                                                                                    Kaynak  Kişi: Vedat BİLGİN

Yalnızca aboneler yorum yazabilir.

Abone Bilgileri

Abone girişi yapınız
Abone Kodu:
Parola:
Şifrenizi almak için tıklayın

  • Hava Durumu
  • Arşiv


Kaynak: Meteoroloji Genel Müdürlüğü






 Güneş Gazetesi © 2005-2025 Her hakkı saklıdır.