GÜVEN PARK OLAYI
Biz buna güvenme park olayı desek daha doğru olsa gerek. Öyle ya adı Güven Park, ama ikinci kez böyle acıklı bir olaya ev sahipliği yapıyor. Tüm ölenlere rahmet yakınlarına baş sağlığı diliyorum.
Birçok yazıda, birçok televizyon haberinde veya yorumunda ‘en az ölenlerin anası babası kadar acı çektim’ yorumlarını okuyor ve duyuyorum. Bu beyanı bir üzüntü olarak kabul ediyorum. Ama ölenin anası veya babasının duyduğu acının ne olduğu ancak kendi yakınına bir şey olunca anlaşılır. Bu abartıların gerçeği yansıtmadığını da vurgulamak isterim.
Bazı şeylerin rutinleşmesinden de rahatsızlanıyorum. Bir olay oluyor, daha 30 dakika geçmeden RTÜK hemen yayın yasağı koyuyor. Başbakan hemen güvenlik toplantısı yapıyor. Hastane ziyaretleri. Vs. Cumhurbaşkanı çıkıp üzüntüsünü dile getiriyor. Elbette bunlar da yapılması gerekenler.
Ama: Fransa’da terör olayları olduğunda bütün dünya kenetlenmiş, devlet ve hükümet başkanı seviyesindeki insanlar yürüyüş yaparak tüm dünyanın dikkati çekiliyor. Sayın Cumhurbaşkanımız, Fransızlara soruyor: ‘Sizin istihbaratınız yok mu?
Vatandaşlarınız size can güvenliğini sağlayasınız diye oy veriyor!’
Şimdi ben de Sayın Cumhurbaşkanımıza soruyorum: Bizim ülkemizin istihbaratı yok mu? Ben halk tarafından seçildim diye Anayasayı ve Anayasa Mahkemesinin kararlarını tanımayacağını söylüyorsun. Bu insanlar size can güvenliklerinin sağlanması için mi oy verdi, yoksa Anayasa Mahkemesinin hukuki ama sizin hoşunuza gitmeyen kararlarını tanımamanız için mi oy verdi? Yoksa beceremiyor musunuz?
Becermek kelimesi aklıma başka bir şeyi daha getirdi. Ana muhalefet partisinin genel başkanı için: ‘Önüne 40 koyun koysanız, yarısı eksilir, Koyun gütmeyi bile beceremez!’ diyordunuz, Şimdi ABD nin Ankara Büyük Elçisinin bu patlama ile ilgili istihbarat yaparak Ankara’da bulunan vatandaşlarına bu tehlikeli bölgeye, gitmemeleri uyarısında bulunduğu yazılıyor. Bizim (şu an için) 37 canımız iki davar tarafından yok edildiğine göre siz bırakın 40 davarı, 2 davarı bile güdememiş olmuyor musunuz? Sanal dünyada Türk Dil Kurumuna, Türkçe sözlükten İSTİFA kelimesini kaldırttığınız yolundaki söylentilere içimden inanmak geliyor.
Ey yetkililer ya doğru dürüst görevinizi yapın, ya da sağa sola laf sokuşturarak olayları ve beceriksizliğinizi örtbas etmek yerine, mertçe, cesurca, kahramanca bırakıp gidin de arkanızdan dua edelim.