9 MART
8 MART Dünya Kadınlar Günü’ydü tüm dünyada. Çeşitli etkinlikler yapıldı, farkındalık oluşturmak adına paneller, basına açıklamaları, yürüyüşler düzenlendi. Kadına şiddet kınandı, Son yıllarda %1.400 artan kadına şiddeti önlemek adına neler yapılması gerektiği konuşuldu.
Bir tarafta da alışveriş merkezleri kampanyalar düzenledi, indirimler yapıldı, karanfiller, güller dağıtıldı. Telefonlara indirim mesajları geldi ardı ardına. Kimisi de eğlenceler düzenledi, sazlı sözlü.
Bir karikatürde çok güzel anlatıldığı gibi, Kadına şiddete dikkat çekmek için ünlü kadınlar dayak yemiş gibi fotoşoplandı, siyasiler kadını aşırı önemsediklerini gösteren mesajlar yayınladı, aslında kadınlar günü değil emekçi kadınlar günüymüş sözleri söylendi, erkekler kadın dırdırını ima eden ya bizlere yapılan şiddet ne olacak türü espriler paylaştı.
Bazı siyasilerimiz kadının asli görevi analıktır dedi, doğum kontrol yöntemleri soyumuzu kurutuyor dedi, analık kadın için en yüce mertebedir dedi.
Bazı siyasi liderlerin eşleri de, Cumhuriyetle elde edilen kazanımları enkaz olarak yorumlayıp, Osmanlı haremlerinin Osmanlı hanedan üyeleri için daha çok bir okul olduğunu söyledi.’ Kadınların hayata hazırlandıkları, hayır faaliyetlerini örgütledikleri bir eğitim yuvasıdır. Bu yuvanın başında da valide sultanlar yer alır” ifadelerini kullandı.
Kadını erkeğin eşiti göremeyen, hep bir adım gerisinde, hep asli vazifesini hatırlatan, ne kadar çok çocuk o kadar makbulsün, ne kadar evinde ocağında o kadar yararlısın anlayışları topluma yerleştirilmeye çalışılırken, kadın da aslında ne kadar güçlü olduğunun bilinciyle iki arada bir derede kaldı.
9 Mart’ta da değişen hiçbir şey olmadı. Kadına yönelik şiddet aynı hızla devam etti. Kadın üzerinden söylemler siyasi hayatın vazgeçilmezi oldu. Çözümü olmayan sorunlar yumağı bir sonraki 8 MART’ları bekler oldu.
Bir gün hayatımızda 8 Martların hiç olmadığı, her günün kadın erkek demeden, insanca bir eşitlik ve adalet düzeninde yaşandığı günler dilerim herkese.