Umutsuz Ülkem
Neredeyse hergün bir şehit cenazesi geliyor.O kadar alıştık ki belki de en kötüsü bu olsa gerek,alışmak.Kim nasıl ve ne şekilde bizi buna alıştırdı bilemiyorum ama,tez zamanda bu ruh halinden kurtulmak gerek.İmralıdaki bebek katili ile podyumdaki sazcı selo bile unutuldu.Sur ilçesinde sokak aralarında ve devletin bunca imkanına rağmen hala temizlenemeyen bölücü teröristler sanki örgütü ele geçirmiş durumdalar...
Onlarca şehite rağmen,hala kendisini toparlayamamış ve sadece Genel Başkan sorunu olmadığı açık olan MHP ise bırakın topluma umut vermeyi ve sesini yükseltmeyi kendi üst yöneticilerine dahi gelecek vaad etmeyen bir yapıya sahip. Düşünün kongre bile belki de mahkemenin zoru ile toplanacak.Sonucu ise zaten malum,kim kazanırsa kazansın hezimet...
Çok değil daha 3-4 sene öncesine kadar ekonomide güçlü,çevresi ile dost ve Arap Baharı adı altında ılımlı islamın örnek modeli olarak ortadoğuyu gezen Sn Erdoğan,şu an da sadece Afrika ülkelerine gidiyor.Başbakan da ondan farklı değil,ülkenin yüzünü bırakın doğuya,dosdoğru güneye ve açlık çeken ülkelere yönlendirmiş durumda...
Ekonomi derseniz her geçen gün kötüye gidiyor ve toparlanması da zor gözüküyor. Altın dolar borsa ve faizler kontrolsüz ve manasız iniş ve çıkışlar gösteriyor.Yatırım yapılabilir bir ülke olarak görünmeyen devletimizin dünyaya açılması ve hamle yapması için daha ne kadar dibe çökmemiz gerekiyor anlamak mümkün değil...
Muhalefeti ve toplumu bölünmüş ve umut vaad etmeyen bir yapıya dönüşen ülkenin yine en büyük beklentisi hükümetten ve 14 yıldır iktidarda duran partiden geçiyor.Hukuka demokrasiye ve insan haklarına saygılı tutumlarına geri dönmelerini ve asli görevi olan devleti idare etmek noktasına başa dönmelerini umutla ve önemle bekliyoruz.Alternatifsiz olmanın rehavetinden kurtulmaları muhalefetin bile istediği bişeydir eminim.hiç olmazsa kendilerine çeki düzen verirler...