KADINLARIMIZ
Mart ayının 8. günü dünya kadınlar günü olarak ilan edilmiştir. Ben gazeteye yazı yazacağım haftanın içinde önemli bir gün varsa mümkün olduğunca O günü anımsatan veya önemseyen konuda yazmaya çalışırım. Yani benim için 7-13 Mart arası hafta kadın haftasıdır.
Bu bağlamda iki anekdotla başlamak istiyorum:
İlki: 50 yıl önce Karagöl Yaylasına gittiğimiz yıllardı. O zaman 12-13 yaşlarındaydım. Giresunlu komşularımız köylerinden (Onların tabiri ile cenikten) gelmişlerdi. Tam hatırlamıyorum ama sanırım 5-6 saat yürüme sonrası idi. Erkek komşu kendisini evin önüne atar atmaz: ‘Hatun bir gayfe yap da içelim.’ Talimatını verdi. O zaman çocuk aklımla bir türlü anlam verememiştim. İkisi de aynı yoldan geliyorlar, ikisi de yürüyerek geliyor. İkisi de aynı efor v enerjiyi sarf ettikleri halde erkek neden karısından hizmet bekliyor? Yarım asırdır cevap bulamadığım bu soruya hala cevap bulamamışımdır. Son yıllarda ise bunun doğal olduğu fikri aşılanmaya çalışılmaktadır
Diğeri: Yine yaklaşık 50 yıl kadar öncesi idi. Fatsa Hükümet Konağı Tabya Başında İskele ile O yıllar Ortaokul olan binanın arasındaydı. Bizim kuşak hatırlayacaktır, Amerikalı barış gönüllüleri İngilizce derslerimize gelirdi. Yaşımın sınıf ortalamalarına göre büyük olması nedeniyle birçok öğretmenimle arkadaş gibi ilişkilerimiz olurdu. Amerikalı barış gönüllüsü İngilizce öğretmenim Pati Anderson da arkadaşım gibiydi. Adlyeden boşanma davası sonucu çıkan bir çift zamanın Ortaokulu öğretmenler odası penceresinin önünde kavgaya başladılar ve koca, karısına şiddet kullanmıştı. Kendimi tatamayarak olaya müdahale ettiğimde Pati Anderso’nun resim çektiğini gördüm. Çok sinirlendiğimi anlayan hocam: ‘Biz Amerika’da bu manzarayı pek göremeyiz de Onun için çektim.’ Dediğinde daha da sinirlenmiştim.
Oldum olası kadınlara ayrıcalık yapılmasına, hor görülmesine, küçümsenmesine karşıyımdır. Hem de elim ayağım titrercesine. Pozitif ayrımcılığa da aynı şekilde… Çünkü kadınların pozitif ayrıcalığa muhtaç olmadıkları bir dünya yaratılmasından yanayım.
Hele son yıllarda: Ben kadınlarımızın erkeklerle sosyal konularda eşit haklara sahipliğinin doğallığını ifade etmeye çalışırken, yaşam haklarının tamamen bir hiç uğrunu ellerinden alındığını gördükçe isyanımı ifade etmenin mümkün olmadığını görüyorum. Ulu Önder Atatürk’ün bundan 90 yıl önce kadınlara verdiği hakları anımsayınca, bizim kuşağın bu günlerde reva gördükleri ile utancımdan yerin dibine girmek istiyorum.