Zorla Namaz Kıldırırdı Hacı Babam Adama
Yüz yıl önce şimdi iktidardayız ve bütün alçaklar şimdi bizden yana demiş Lenin iktidar yalakalığı için.
Çok değil birkaç yıl önce komutanım bunlar iyice gemi azıya aldı, silahlı kuvvetler bir şeyler yapmalı, laiklik, vatan, millet elden gidiyor diye etrafına gaz veren bir tanıdığım Cumhurbaşkanının makam aracının yanında saygıyla önünü iliklerken, sarayın pencerelerinden bakarken ve altın sarısı taht misali sandalyelerde otururken çektirdiği fotoğrafı paylaşmış arkadaşlarıyla. Takipçileri de garip emoji sembolleri ilave ederek yoğun beğeniyle karşılamış paylaşılan fotoğrafları.
Ve acayip acayip yorumlar sanırsın ki Sur’da çekilmiş cihat fotoğrafları.
Adam adam Allah yolunu açık etsin abim benim uğruna ölecek kardeşlerin seninle….
Geçmişte din diyanetle ilişkisi olmayan bir sürü nevzuhur adeta dindarlıklarını gösterme yarışına girmiş.Bu konuda Ahmet Hakan ve Demet Akalın arasında da yakın zamanda bir polemik yaşandı.
Demet Akalın küçük kızının namaz kılarken çekilmiş fotoğraflarını sosyal medya üzerinden paylaşınca Ahmet Hakan "Ben 28 Şubat’ı yaşadım. O dönem hiçbir popçu, şovmen ve artist, kıyısında köşesinde “din” bulunan en küçük bir görselliğe bile pek yüz vermiyordu." diyerek polemik başlattı. Bu polemik bende bazı anıları canlandırdı.
Rahmetli dedemin babası (Hacı Mehmet Yerebasmaz) oldukça kalabalık bir aileye sahip, varlıklı, çevresinde saygı duyulan çok sert ve karizmatik bir adammış. Misafiri hiç eksik olmayan konağında namazları cemaatle kıldırır, haydin namaza dediğinde din-diyanetle çok ilişkisi olmayan insanlar bile itiraz edemezmiş. Yine böyle kalabalık bir cemaatle kılınan namaz sırasında namazdan ve namaz erkanından pek haberdar olmayan misafirlerden biri sıkışık olan kıble yönüne dönmektense kafasına göre daha rahat ve ferah olan bir yöne doğru namaza durmuş. Bu anıyı duyduğumda bir sure önce kulağıma kadar gelen bir dedikoduyu hatırladım. Dedikodu diyorum ama olayın kahramanının karakter yapısı, geçmiş ve iktidar nimetlerine gark olduğu dönemlerde söylediği sözler arasındaki uçurumu göz önünde bulundurduğumda tabiri caizse cuk oturdu.
Devlet erkanı kutsal topraklarda umre ziyareti ve resmi görüşmeler için bulunurken heyetin umumu kaldığı otelde sabah namazını cemaatle kılmak için kalkar. Uzun sure beklenmesine rağmen heyet başkanı bir türlü namaza gelemez. Namazı odasında eda edeceği düşünülerek sabah namazına başlanır. Lakin kamuoyunun yakından tanıdığı genç danışmanlardan biri kıpır kıpırdır ve namaz sırasında pür dikkat koridorlardan gelen seslere kulak kabartıp en ufak seste kafayı o yöne çevirmektedir. Namaz bitip önce sağa sonra sola selam verdiğinde cemaat adamımızı saflarda göremez.
Münafıklık ve iki yüzlülüğün bu kadar pirim yaptığı başka bir zamanı hatırlamıyorum şu 46 yıllık kısacık ömrümde