YAZMAKTAN USANMAMAK!...
Bir kaç haftadır ilçemizin ve bölgemizin sorunlarını (özellikle turizmle ilgili) gündeme taşıyoruz. Taşımaya da devam edeceğiz. Bundan hiç kimsenin şüphesi olmasın. Fatsa’da yaşıyorsak, ilçenin ve bu bölgede yaşayanların beklentilerini can kulağıyla dinleyerek gündeme taşımak, beklentilerin gerçekleşmesi için de ilgili makam ve mevkileri harekete geçirmek asli görevimiz.
Turizm konusunda aslında eski Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay ile çok iyi bir fırsat yakalamıştık; ama bir türlü olmadı.
Gidenin arkasından konuşmak, yazı yazmak gibi bir düşünceye sahip değilim; ama bir Ordulu milletvekili ve hatta bir Turizm Bakanı olarak bir çok beklentiyigerçekleştirebilirdi diye düşünüyorum.
Sn. Günay’ın kasıtlı olarak Ordu’ya hizmet getirmediğini düşünmek bile istemiyorum; ama, “Mademki ben Ordu’da doğdum büyüdüm, hatta bir dönem Ordu’dan milletvekili oldum. O zaman aklımda olan ancak muhalefette olduğum için gerçekleştiremediğim plan ve projelerimi bakan olarak gerçekleştirmek boynumun borcudur” diyebilirdi.
“Ben izmir Milletvekiliydim. Bu yüzden yeteri kadar memleketimle ilgilenemedim “ demek doğup büyüdüğü ve hizmet etmekle yükümlü olduğu Ordu ilinin beklentilerini gözardı etmesine mani bir durum olduğunu düşünmüyorum.
Bu tarihi fırsat şimdilik geçmişte kaldı. Şimdilik diyorum çünki, bir bakarsınız bir bakanlar kurulu değişikliğinde neden Ordulu bir hemşehrimiz bir bakanlık koltuğuna oturmasın ki?
Bir yandan Başbakan Yardımcısı, hükümet sözcüsü Prof. Dr. Numan Kurtulmuş, bir yandan da yeni bir bakan bu durumdan hangi Ordulu memnun olmaz ki?
Aslında şimdi de çok şanslıyız. Hükemette 2. adam olarak kabul edilen başbakan yardımcımız Prof. Dr. Numan Kurtulmuş var. Ordu milletvekili olmasına rağmen, 81 vilayetten sorumlu bir başbakan yardımcısı. Yükü ağır; ama ekibinde 3 yakın çalışma arkadaşı var. Hatta muhalefette olmasına rağmen Ordu’yu iyi tanıyan, bölge halkının sorunlarını çok iyi bilen 2 dönem Belediye başkanlığı yapmış Seyit Torun, inanıyorum ki, Ordu’ya gelecek hizmetlerde taşın altına eline koyacaktır. Tabi ikidar partisi milletvekilleri, “Biz işimize hiç kimseyi karıştırmayız” demezlerse...
Esas mesele hizmet etmekse, dönüp dolaşılacak yer Ordu olacağına göre tüm milletvekili ve bakanımızla el ele verip hizmetlere hizmet katmak için tarihi bir fırsatımız var. Değerlendirmek de bakan ve milletvekillerimize düşüyor.
Özellikle gündeme getiriyorum ki, çocukluğumun geçtiği, eşsiz güzelliği, menderesleriyle bölgenin yüz akı olan perşembe yaylasında bugün çarpık yapılaşma nedeniyle bu güzellikler her geçen gün yok ediliyor. Dileğim, Sayın valimizin konuya el atması, bundan sonra çizdirilecek bir kaç tip projeyle uygun yapılaşmaya geçilmesidir. Bizim Perşembe Yaylamız da İsveç Yaylaları gibi dünyanın sayılı yaylaları arasında yerini alma şansına sahip. Yeter ki, el atılıp bir plan proje dahilinde yapılaşma olsun.
Gölköy’deki Ulu Gölümüz zaten başlı başına bir cennet. Ama bir kaç yıl içerisinde bakım ve onarımı yapılamazsa cehenneme dönüşecek. Hep beraber ele ele vererek, bu güzel ilimizi ilçelerimizi Cennet’in baş köşesi haline çevirelim.
Başbakan Yardımcımız ve Milletvekillerimizin yanısıra Cumhurbaşkanı Başdanışmanı olan İhsan Şener’de inanıyorum ki, başlanılacak hizmet maratonuna elinden gelen her desteği verecektir. Haydi Bismillah....
ORTA BÜYÜK CAMİİ
Orta Büyük Camii hepimizin bildiği gibi merkez camii konumunda.
Cenaze namazlarının kılındığı, dini günler ve haftalar gibi bir çok etkinliklerin yapıldığı en gözde camiimiz.
Son günlerde artan talepler üzerine sonradan ibadete açılan alt katta küçük bir yer bayanlar için namaz kılma yeri olarak tahsis edilmişti.
Taleplerin daha da artması üzerine bu defa yine alt katta, camiinin sol tarafının belli bir bölümü çevrilerek bayanlar için namaz kılma yeri olarak tahsis edildi.
Bayanlara namaz kılmak için tahsis edilen yerden hiç kimsenin rahatsız olacağını zannetmiyorum. Tabi ki, ibadet etmeleri için yer bulunup tahsis edilecek.
Ancak, bayanların camiye giriş kapısı uygun bir yer değil.
Özellikle cenaze, cuma günleri ve havaların iyi olduğu günlerde cemaat normalin çok çok üzerinde oluyor. Bu yüzden de camiinin arka tarafına ve avlusuna serilen seccadelerle ve yer muşambalarıyla cemaat ibadetlerini yapabiliyorlar.
Kendilerine tahsis edilen yere gidebilmek için kalabalık erkek cemaatin aralarından geçme mecburiyetinde bırakılan bayanlara haksızlık ettiğimizi düşünüyorum.
Uygun olan, ilk tahsis edilen ve küçük olan yerin yan tarafındaki iş yerlerinin boşaltılıp hem alan genişletilip hem de yan tarafından açılacak bir kapı ile bayanların camiiye giriş ve çıkışları daha rahat sağlanabilirdi.
Bu konuda o kadar çok eleştiri aldım ki, gündeme getirip ilgililere duyurmak istedim.
Umarım bu yanlışlık kısa zamanda düzeltilip, daha uygun bir hale getirilir.