DÜŞÜNCE ÖZGÜRLÜĞÜ
Bundan 237 yıl önce yaşamış ünlü Fransız düşünür Voltaire "Düşüncelerine katılmıyorum, ama senin düşüncelerini savunma hakkını sonuna kadar destekleyeceğim." Derken, tam da şimdi ülkemizin içinde bulunduğu durumdan bahsediyordu sanırım. Gerçek düşünce özgürlüğünün büyük acılar sonunda kazanıldığı Avrupa coğrafyasında, şimdilerde Demokrasinin düşünce özgürlüğü manasında korunduğunu görüyoruz. İnsanlar sırf düşündüklerini söyledikleri için, ya da yazdığı için cezalandırılmıyor.
Demokrasi nedir sizce, seçimden seçime oy kullanmak mı, birilerinin belirlediği parti listelerini onaylayıp, belki de bizi hiçbir şekilde temsil etmeyen birilerini Meclise gönderip, sonra da 4- 5 yıl ne yaparsan yap demek mi demokrasi?
Bir ülkede gazeteciler, düşüncelerini yazıya döktüğü anda suçlu addediliyorsa, bir ülkenin akademisyenleri düşüncelerini ifade ettiği için, ülkenin üst düzey yetkilileri onları sürekli suçluyorsa, haklarında soruşturmalar açılıp, işlerinden oluyorsa, söylenilenler birilerini rahatsız ettiği için, söylenemiyorsa, demokrasinin gereğini yerine getirdiğimiz söylenebilir mi?
Bir ülkede üniversiteler bilim üreten, araştıran, öğreten kurumlar değil midir? Akademisyen de sadece öğrencilere eğitim verip, akşam olunca mesaisi biten insan değildir elbette. Sürekli okuyan araştıran, bilim üreten, ülkenin sorunlarına çözüm arayan, bu sorunları gören, duyan, bilen insanlardır. Buldukları çözümler yanlış olabilir, düşünceleri birilerine yanlış, birilerine doğru gelebilir fakat burada çözüm onları suçlamak, sorgulamak, evlerini arayıp, işlerine son vermek ya da tutuklanmasını istemek, ya da onlara ağza alınmayacak hakaretler edip, yaptıklarından vazgeçmesini istemek değildir.
Çözüm; dinlemek, açıklamak, doğruyu bulmak için tartışmak, yine açıklamak, yine tartışmak ve ortada bir sorun varsa, bu soruna hep birlikte bir çözüm bulmak. Sözlerin doğruluğu ya da yanlışlığı değil önemli olan; önemli olan verilen tepkilerin demokrasinin gereklerinden çok uzak olması. Doğrular ancak yanlışları konuşarak, tartışarak bulunabilir. Düşünceleri açıklama düzeyinde kalan, şiddete başvurmayan her düşüncenin de doğru ve yanlışları tartışılabilir. Hepimiz bu ülkede yaşıyoruz ve olanlardan hepimiz sorumluyuz. Yaşanan bir gerçek var ve asıl önemli olan bu gerçeklerin çözümü iken, sorunu başka yönlere çevirmek ve düşünceleri yüzünden insanları suçlamak, yaşadığımız acılara, zorluklara birini daha eklemekten başka bir şey değildir. VOLTAİRE’in de dediği gibi, ‘düşüncelerine katılmasam da onu savunman için herşeyi yapacağım.’ DEMOKRASİ BUDUR.