Görüntülenen Sayı: 2320
2804 | Yayım Tarihi: 8 Ocak 2016 Cuma
  • Ana Sayfa
  • Haberler
  •  Spor 
  • Köşe Yazarları
  • Bunları Biliyor musunuz?
  • Vefatlar
  • Güneşlik
  • Dost Siteler
  • Künye
  • İletişim
  • Son Sayı
Ana Sayfa » Köşe Yazıları » Konuşulabilecek son nesil kim?

Konuşulabilecek son nesil kim?


Facebook'ta Paylaş

    Şunu  iddia   edip  duruyorlar ‘konuşulacak   son  nesil  biziz,  bizden  sonra  karşınızda  konuşacak  kimseyi  bulamazsınız’ bir  anlamda   ‘bu   şansı kaçırmayın’diyorlar.  Terör  örgütünün   siyasi  uzantıları   veya  onlarla   şu  veya   bu  düzeyde   yakın  olanlar  arasında   sıkça   telaffuz edilen  bu  sözlere   itibar  edip  ‘evet  arkadan   gelen   nesil  şiddet  yanlısı,  örgütün  aşırılık   yanlısı   unsurlarından   oluşuyor.  Dolayısıyla  bir  an  önce  onlarla  oturup   konuşmak   lazım’   diyenler  çıkar mı  dersiniz? 
    Öncelikle   bu   tür   iddiaların   bütün   inandırıcılığını   kaybettiğini. Ayrıca   Doğru   olmadığını   ve   üzerinde   düşünülmesi   gerektiğini  belirtmek   gerekmektedir.Bir  defa,Türkiye’nin  başını   bütün  bu  problemleri  getiren,  ülkeyi   etnik   kimlikler  etrafında   bir  kutuplaşmaya,  Oradan   çatışmaya   ve  iç   savaşa  götürme  stratejisini   savunanlar.  Halihazırda   ‘bizimle   konuşun’  diyenlerden   başkası   değildir.
    Barışa  İhanet
    Öte   yandan, bu  topraklarda   etnik  ayrışma   heveslisi   olan. Etnik  nefret  dilini  kullanan.Onu  icat   edenler.  Şu  anda  ellerinde   silahlarla  hendeklere  sürülen. Şiddet   kültürünün   içinde   endoktrine  edilen   çocuk   ya  da  gençler   değil. Tam  aksine  onları   şiddetin  içine  iten.  Ölmeyi  ve  öldürmeyi  kutsatan. Söylemlerle  o  insanların  hayatları  pahasına.  Onların  kanı  üzerinden  siyaset  yapmaya  çalışanlardır.
    Dahası   gelin  konuşalım  denildiğinde.  Bu  ülkenin   dağlarını   yeniden  barış  iklimi  gelsin  diye. Bir  irade  ortaya  konulduğunda. Bu   barış  adımını   boşa  çıkaran. Barışa  ihanet   eden. Üstelik  bunu  bu  ülkenin  insanları  için  değil.  Suriye’de  ki  BAAS  diktatörlüğünü    ayakta  tutmak   üzere. İran  gizli  servisiyle  kol  kola  yapan  kimdir? Gelecek  nesiller   mi?   Şiddet  kültürüyle  afyonlanmış. Teröre   gönülden  bağlanmış  olanlar  mı? 
    Ülkenin  bir  bölgesinde  belli   şehir  ve  kasabaları. Kana   şiddete  bulayan. Terörü  kutsayan  bir  söylemi. Siyaset  yapmak    sanan  bu   hastalıklı  zihniyeti.  Peşine  takıldıkları,  Türkiye’ye  karşı  işbirliği   yaptıkları  SAVAK/El-
Muhaberat  siyaseti  üzerinden. Açıklamak  yeterli   olmayacaktır. Zira  zihniyet  esas   diğeri  neticedir.
    ‘Bu  şiddet  kültürünün  1970’li   yıllardan  itibaren.  Sol  siyaset  diye   militarist  kültürün  içinden. Onun   simetriği  olarak üretilmiş  olan. Hastalıklı  bir  davranış  biçimi  olduğunu  düşünüyorum. Bir  çeşit  ‘üçüncü  dünya’    Stalinist-militarist    darbeciliği. Türkiye   solunda  ‘tek  yol’  olarak  benimsenmiş.Demokratik   kültürün  değerlerinin   gelişmediği. Bir  toplumda,  sosyalizm  ‘devleti   şiddet  yoluyla   ele   geçirip,  onun  gücüyle   toplumu  dizayn  etmek’  gibi  kaba  bir  yönteme  indirgenmişti.’
    Şiddet Sarmalı
    O  yılların  köylü/tarımsal  toplum  yapısında.  Çoğulculuğu  üreten  toplumsal  farklılaşmaların  ürettiği  dinamikler  zayıf  olduğu  için.  Türkiye’nin  elitist anti-demokratik  siyasal  kültüründe.Bu   ilkel   anlayışlar ‘devrimcilik’  diye  epeyce  bir  müşteri  toplamıştı.Bugün  terör  örgütü   çevresinde   yer  alanların. O  çizgide  siyaset   yapan  unsurların.  Zihniyet  dünyasını  şekillendiren.  Kendini  ‘sol’  diye  tanımlayan   bu  düşünce  biçimidir.
    “Hem  dünyanın  geçirdiği  büyük  dönüşümler.  Hem  Türkiye’nin  yaşadığı   toplumsal   değişme   süreçleri   1970’ler  dünyasını. Onun  siyaset  ve  düşünce  kalıplarını. Bütünüyle geçersiz  hale  getirmiş  bulunmaktadır.  Lenin’in  kurduğu  sosyalist  ülkenin  yerinde  yeller  estiği  bir  zamanda. Stalinist  devrim  stratejisi  diye  ilkel  silahlı/darbeciliğin  yerine. Bir  şey  ikame  edemeyen  sol  siyaset.  Türkiye’de  demokratikleşme  süreci    tarafından. Marjinalize  edildikçe, bu   unsurların  PKK  çizgisinde şiddet   kültürü  içinde   buluşmaları  eşyanın  tabıatına  uygun  hale  gelmiştir.”
    Kısaca,   Türkiye  solu  ülkenin  demokratikleşmesi. Toplumun  modernleşme  süreçlerinde   ilerlemesi  karşısında. Kendisini  yenileyecek  bir  entelektüel   birikimden  uzak  olduğu  için. O  eski   hastalıklı   şiddet/devrim     sarmalından  kurtulamamış. ‘Tek  yol  terör’  demekten  başka  bir   çıkış  bulamamıştır.  Bu  sebepledir  ki, konuşularak  uzlaşılamayacak  nesil  bu  yolda   yürüyen  dinozorlardır.
     Kaynak  Kişi: Vedat  BİLGİN

Yalnızca aboneler yorum yazabilir.

Abone Bilgileri

Abone girişi yapınız
Abone Kodu:
Parola:
Şifrenizi almak için tıklayın

  • Hava Durumu
  • Arşiv


Kaynak: Meteoroloji Genel Müdürlüğü






 Güneş Gazetesi © 2005-2025 Her hakkı saklıdır.