Norveç ve Sosyal Devlet Kavramı
Bir önceki yazımda Suudi monarşisinin ne derece şatafata düşkün olduğunu ve petro-dolarları nasıl saçtığını yazmıştım. Yine bir petrol zengini olan ve elde ettiği geliri gelecek nesiller için en iyi şekilde değerlendirmeye çalışan Norveç ile ilgili izlenimlerimi sizlerle paylaşmak isterim.
Haziran ayı başında kısa sureli turistik bir gezi için Norveç’te bulundum. Uçağımız Oslo hava alanına inmeden önce alçalmaya başladığında İskandinav ülkelerinin klasik her tarafı kaplayan uçsuz bucaksız orman, göl ve akarsulardan oluşan manzaralarını seyretmeye daldım.
İlginçtir sayısız göl olmasına rağmen hiç birinin etrafında yapılanmaya müsaade edilmemiş ve başkent adeta yeşillikler içinde kaybolmuştu.
Aklıma yurtdışı gezisinde yeşillikler içinde bir parkı gezerken kendi aralarında buraya kaç tane lüks site yapılır diye tartışan vekillerimiz geldi.
Uçaktan inip pasaport kontrolüne gittiğimde ilk şoku yaşadım. Uzun zamandır yeşil pasaport sahibiyim ve hiç bir ülkede bu kadar aşağılayıcı tavırlar gördüğümü hatırlamıyorum.
Tavırlarında ırkçılık kokan sarışın, kısa saçlı, şişman bir polis memuru turist diye beni bağrına basacağına niye geldin? Nerede kalacaksın? Dönüş biletin var mı? Fyordları göreceksin de ne olacak gibi saçma sapan sorular sormaya başladı. Dönüş bileti ve otel bilgilerini aldıktan sonra geçişime izin verdiler.
İskandinav ülkelerinde fiyatlar genel olarak ülkemizin 5 veya 10 katı pahallı. Bizim paramızla bir şişe su 7, kola 10 lira. Yeme içme ve ulaşım ateş pahası. Norveç balıklarını bile bizim ülkemizde olduğundan 2-3 kat pahallıya yiyorlar. GSMH’nin yüzde 50'ye yakını sosyal harcamalara ayrılıyormuş. Bu nedenle vergi oranları çok yüksek, sosyal sigortalar, işsizlik sigortası, aile ve çocuk yardımları yaygın ve kapsamlıymış. Devlet ihtiyacı olana ücretsiz veya uzun vadeli kredilerle eğitim, sağlık ve adalet hizmetlerini veriyormuş. Yine sosyal konutlar devlet tarafından yoğun olarak ve kaliteli bir şekilde yapılıyormuş. Emeklilerin aldığı paranın bu pahallılık karşısında kıt kanaat geçinmeye yettiği söyleniyor. Bu nedenle emeklilerin gözü güneşli ve daha ucuz Akdeniz ülkelerinde
Suriye savaşından kaçan göçmenleri bizdeki kadar yoğun olmasa da orada da gördüm. Yaşam standartlarının bu kadar yüksek olduğu bu ülkede maalesef Suriye’den gelen bu garibanların sokakta sersefil dilenmekten başka çareleri yok.
Norveç’te ne ülkemizde her köşe başında rastladığınız devasa alışveriş merkezleri nede krallık ve dünyanın en zengin ülkesi olduğu halde devasa saraylar ve devlet binaları var. Hiç bir yerde gecekondu benzeri yapılar da yok.
Gezim boyunca pasaport kontrolünde bana yapılan kötü muamele aklımdan çıkmadı.
Ülkemizde çevreye yaptığımız saygısızlıklar aklıma geldikçe azda olsa adamlara hak vermedim değil. Bizim yeşilden nefret ettiğimizi, göllerin etrafındaki ağaçları kesip, kanalizasyonu da göllere akıtacağımızı düşünüyorlar herhalde. Yapar mıyız? Yaparız…