Batırılamayan Gemi Türkiye
Kasım ayının Türk Tarihindeki önemli Yeri
1 Kasım 2015 tarihinde yapılan seçimde Türk halkının çoğunluğu bir partiye yetki verdi. Bu yetki ile Bütün Dünya gördü ki bu millet esir edilemez. Bölünüp parçalanamaz. Çünkü Türkler öldürülebilir ama esir olarak yaşatılamaz. Yüce Allah bu ülkeyi bölüp parçalamak isteyenlere fırsat vermedi. Çünkü o 29 Ekim 1938 Cumhuriyetin 15 yıldönümünde Atatürk’ün orduya son mesajını almıştır.
29 Ekim 1938
Zaferleri ve mazisi insanlık tarihiyle başlayan her, zaman zaferle beraber medeniyet nurları taşıyan kahraman Türk Ordusu! Memleketini, en buhranlı ve müşkül anlarda zulümden, felaket ve musibetlerden ve düşman istilasından nasıl korumuş ve kurtarmışsan, Cumhuriyetin bu günkü feyizli devrinde de askerlik tekniğinin bütün modern silah ve vasıtalarıyla mücehhez olduğun halde, vazifeni aynı bağlılıkla yapacağına hiç şüphem yoktur.
Bugün, Cumhuriyetin 15. Yılını mütemadiyen artan büyük bir refah ve kudret içinde idrak eden büyük Türk milletinin huzurunda kahraman ordu, sana kalbi şükranlarını şükranlarını beyan ve ifade ederken, büyük ulusumuzun iftihar hislerine de tercüman oluyorum. Türk vatanının ve Türklük camiasının şan ve şerefini dahili ve harici her türlü tehlikelere karşı korumaktan ibaret olan vazifeni her an ifaya hazır ve amade olduğuna, benim ve büyük ulusumuzun tam bir inan ve itimadımız vardır. Büyük ulusumuzun orduya bahşettiği en son sistem fabrikalar ve silahlarla bir kat daha kuvvetlenerek büyük bir feragat-i nefs ve istihkar-ı hayatla her türlü vazifeyi ifaya müheyya olduğunuza eminim. Bu kanaatle kara, deniz, hava ordularımızın kahraman ve tecrübeli komutanları ile subay ve eratını selamlar ve takdirlerimi bütün ulus muvacehesinde beyan ederim.
Cumhuriyet Bayramının 15. Yıldönümü hakkınızda kutlu olsun. . .”
İçimizden Biri – 1937 yılında çiftliklerini hazineye, bir kısım taşınmazlarını da Ankara ve Bursa Belediyelerine bağışladı.Mirasından kız kardeşine, manevi evlatlarına, Türk Dil ve Tarih Kurumlarına pay ayırdı.
Kitap okumayı, müzik dinlemeyi, dans etmeyi, ata binmeyi ve yüzmeyi çok severdi. Zeybek oyunlarına, Rumeli türkülerine, güreşe aşırı ilgisi vardı. Tavla ve bilardo oynamaktan zevk alırdı. Sakarya adlı atıyla köpeği Fox’a çok değer verirdi. Zengin bir kitaplık oluşturmuştu. Akşam yemeklerine devlet ve bilim adamlarını, sanatçıları davet eder, ülkenin meselelerini tartışırdı. Temiz ve düzenli giyinmeye özen gösterirdi. Tabiatı çok severdi. Sık sık Atatürk Orman çiftliğine gider, çalışmalara bizzat katılırdı. Fransızca ve Almanca biliyordu. 10 Kasım 1938 saat 9.05 ‘te yakalandığı siroz hastalığından kurtulamayarak İstanbul’da hayata gözlerini yumdu.Cenazesi geçici istirahatgahı olan Ankara Etnografya Müzesine getirildi.Geçici kabrine gömüldükten sonra Anıtkabirin yapılması için 16 Aralık 1938 günü faaliyete geçildi. İki komisyon kuruldu. Anıtkabirin Ankara’ya her yönden hakim Rasattepe’de yapılmasına karar veridi. 1939 yılında yeri kamulaştırıldı.; 1941 yılında uluslar arası proje yarışması açıldı. Yarışmaya Türkiye’den 20, Almanya’dan 11, İtalya’dan 7, Avusturya, İsviçre, Fransa ve Çekoslovakya’dan olmak üzere 49 proje katıldı. Uluslar arası Jüri, 1942’de yaptığı değerlendirme sonucunda, Ord.Prof. Emin Onat – Doçent Orhan Arda, Alman Prof. Johannes Kruger ve İtalyan Arnoldo Foshini ‘nin projelerini birinci seçti ve bunlardan Emin Emin Onat-Orhan Arda ekibinin projesinin uygulanmasına karar verdi.
9 Eylül 1944’te temeli atılan Anıtkabir 1953’te bitirildi. Aynı yılın 10 Kasım günü Atatürk’ün naşı muhteşem bir törenle Etnografya Müzesinden alınarak Anıtkabir’deki ebedi kabrine konuldu.
Anıtkabir, Atatürk’ün kabri olmasının yanında, O’nun hayatını Kurtuluş Savaşı’nı, İnkilapları canlandıran anıtsal bir yapıdır. Türkiye’nin en kabiliyetli sanatçıları Anıtkabir’i eserleriyle donatmışlardır. Heykeller heykeltıraş Hüseyin Anka Özkan, rölyef ve yazılar Zühtü Müridoğlu, Kenan Yontanç, Nusret Suman, İlhan Koman ve Hakkı Atamulu, tavan süslemeleri Tarık Levendoğlu tarafından yapılmıştır.