ERGÜN TAŞÇI'NIN DİKKATİNE!
Öncelikle 1 Kasım Seçim sonuçlarının; önce Türkiye’ye, sonra da Türk ve İslam coğrafyası başta olmak üzere tüm dünyaya hayırlı uğurlu olmasını temenni ediyorum.
Elbette mevcut seçim sonuçlarını her siyasi görüş, kendi boyutundan değerlendirdi.
Hiç kuşkusuz bu değerlendirmeler, 2019’da yapılacak muhtemel genel seçimlere kadar devam edecek.
O nedenle günlük siyasi tartışmaları “şimdilik” olması kaydıyla bir kenara bırakıyorum.
Zira bir an önce sona ermesini istediğim siyasi “hararetin” ve “tansiyonun”, istenen seviyeye henüz gerilemediğini görüyorum.
Olaya Fatsa boyutundan bakarsak…
Yıllarca özellikle iktidar partisi milletvekili listesinde neden bizden bir isim olmadığını sorgulayıp durduk.
Basındaki birçok arkadaşım gibi bu konuda nice yazılar yazdığımı çok iyi hatırlıyorum.
Ve sonunda içimizden biri olarak Sayın Ergün Taşçı’yı meclise göndermeyi başardık.
Bu durumdan memnun olmadığımızı söyleyebilmek pek de mümkün değil…
Bir kez karşılaşmama rağmen duyduklarımızı da işin içine katarsak, kendisinin bize en çok lazım olan “tevazuya” fazlasıyla sahip olduğunu görmek, Fatsa’da umutların yeniden yeşermesine neden olmuştur.
İşte bu yüzden hiçbir yazımda yapmadığım bir şeyi yaparak, henüz satırlarıma başlamadan önce yukarıdaki başlığı kullandım.
Sayın Taşçı;
Öncelikle arkadaşlarınızla birlikte şahsınızı yürekten kutlarım.
Sizi, 13 yıllık iktidar partisinin “tazelenen yüzü” olarak gördüğümü belirtmek isterim.
O sebeple Fatsa olarak umutlarımız da tazelenmiştir.
Çiçeği burnunda bir Ordu milletvekilinin, Fatsa ve civarına yapılacak yatırım ve hizmetler için azami enerji ve emek sarf edeceğini zaten tahmin ediyoruz.
Ancak açık konuşmak gerekirse; sizden önceki Ordu Milletvekillerinin her nedense unuttuğu, pek önemsemediği ya da görmezden geldiği hayati bir konuyu sizin görmenizi çok isterim.
Takdir edersiniz ki; Ordu’ya dördüncü milletvekilini kazandıran bu insanların, bölgenin menfaatine olacak bir konuda talepte bulunmaya hakkı vardır.
O konu kültür, sanat ve sosyal faaliyetlerdir.
Bölgenin yolunu, suyunu ve diğer bayındırlık hizmetlerini icra ederken, doğrudan insana dokunan konularda da etkin ve sonuç odaklı çalışmalar yapmak çehremizi değiştirecektir.
Fatsa ve havzasında bu güne kadar ihmal edilmiş birçok kültür sanat grupları ve kişileri vardır.
Özellikle Fatsa, bu alanda çok önemli bir potansiyele sahiptir.
Müzik, halk oyunları, tiyatro, resim gibi alanlar şimdilik aklıma gelenlerdir.
Her fırsatta söylemeye çalışıyorum.
2. Dünya Savaşı’nda yerle bir olan Almanya, ilk olarak işe tiyatro binalarını onarmakla başlamıştır.
Bu durum, toplumları bir arada tutan ve kaynaştıran en önemli unsurlardan birinin kültür sanat olarak algılanması şuurundan başka bir şey değildir.
Eğer Almanya, savaşın ardından “Almanya” olmuşsa, bunu, işe kültür sanatla başlamalarına borçludur.
Amerika’yı yeniden keşfetmeye gerek olmadığına ve elimizde de yeterince insan kaynağı olduğuna göre yapılması gerekenler belli değil midir?
Aynı fikirdeyseniz…
Esnafı, iş yerlerini, vatandaşı ziyaret ettiğiniz gibi söz konusu çevreleri de ziyaret etmelisiniz.
Oradaki sıkıntıları ve talepleri yerinde tespit etmelisiniz.
Sanat yapmaktan başka dertleri olmayan bu çevrelerin, toplumun daha üretken olmalarına yol açacağına inanıyorsanız, “bir eliniz” hep bu insanların üzerinde olmalıdır.
Süratle göç alan Fatsa’nın kent kültürünü en kısa sürede özümsemesini istiyorsanız, kültür-sanat çevrelerinin dertlerine, sıkıntılarına “omuz” vermelisiniz.
Yöre insanı bu tür faaliyetlere susamıştır.
Bu yönüyle yıllarca büyük kentlere gıptayla bakmıştır.
Artık bu hasret sona ersin…
Bu konuda elinizi taşın altına koyar ve gereğini yaparsanız, sayenizde bölge insanının nasıl değiştiğini de göreceksiniz.
O nedenle girdiğiniz bu yoğun süreçte, bu alana da mesai harcamanız en büyük dileğimizdir.
Bu güne kadar siyaset dünyasının gözünde niyeyse “yetim” muamelesi gören kültürel ve sanatsal oluşumlar, güdük ve etkisiz kaldığı için yeterince kamu hizmeti verememiştir.
“Kültür-sanat olmasa da olur” düşüncesiyle bu toplumun muasır medeniyeti yakalayamayacağı gün gibi ortadadır.
Her şey bu insanları ziyaret edip, bir çay içmenizle başlayabilir. Çalışmalarınızda başarılar dilerim.