CUMHURİYET VE ADALET
‘Devlet halinde teşkilatlanmış bir insan toplumu anayasasında, adalet kuvvetinin bağımsızlığının önemini açıklamaya gerek yoktur. Milletlerin yargı hakkı, bağımsızlığının birinci şartıdır. Adalet kuvveti bağımsız olmayan bir milletin devlet olarak varlığı kabul edilemez. ( 1920 )
Hükümet, memlekete kanunu egemen kılmak ve adaleti iyi dağıtmakla yükümlüdür. Bu nedenle adalet işi çok önemlidir… Adli siyasetimizde izlenecek amaç, öncelikle halkı yormaksızın süratle, isabetle, emniyetle adaleti dağıtmaktır. İkinci olarak toplumumuzun bütün dünya ile teması normal ve zorunludur.
Bunun için adalet seviyemizi bütün medeni toplumların adalet seviyesi derecesinde bulundurmak zorunluluğundayız. Bu hususları tatmin için mevcut kanun ve usullerimizi bu görüşle iyileştirmekte, canlandırmakta ve yenilemekteyiz ve buna devam edeceğiz.
Herşey kanun yapmaktan ibaret değildir. Aksine herşey o kanunları uygulamak ve uygulattırmaktan ibarettir. Uygulayan, yerine getiren, daima karar verenden daha kuvvetlidir’. ( 1920
28 Ekim 1923’de Cumhuriyet’i kuracağını ilan eden Mustafa Kemal Atatürk, 29 Ekim 1923’de Cumhuriyet’i ilan etmişti. 92 yıldır bu milleti ayakta tutan Cumhuriyet idaresi, Mustafa Kemal Atatürk’ün yukarıda söylediği sözlerde anlattığı gibi devlet ve millet içinde adaleti sağladığımız sürece ilelebet ayakta kalacaktır.
Oysa Cumhuriyetimizin 92. yılında adalet, adil olmaktan öyle uzaklaştı ve adalete güven öylesine azaldı ki, adalette ne sürat, ne isabet, ne de emniyet kaldı. Gözleri bağlı Adalet heykelinin gözleri, hiç olmadığı kadar açıldı, fakat yıllarca kapalı kalan gözler açılınca, öyle bir yalpalamaya başladı ki, nereye çarpacağı, nerede duracağı kestirilemez oldu.
Adalet bağımsızlığını yitirince tüm düzen altüst olmaya başladı. Ne can güvenliği ne mal güvenliği kaldı. Sokaklar yangın yerine döndü, insanlar gideceği yolu bilmez oldu.
Dün en ağır suçlarla yargılanıp yıllarca hücrelerde tutulanlar, bugün tamamen suçsuz oldu da onları suçlayanlar ülkeden yaka paça kaçırıldı.
Dün el ele yürüyüp, birbirine söz söyletmeyenler, bugün birbirinin kuyusunu kazmaya başladı. Televizyonlar basıldı, yayında televizyonun fişi çekildi, gazeteciler dövülüp, kelepçelendi.
Daha dün, en iyi eğitim kurumu denilen okullar, bugün arandı, kapatıldı, itibarsızlaştırıldı. Dün ceza verenler, bugün ceza alır oldu. Adalet, siyasetin güdümünde, değişen görüşlerin günübirlik havasına uygun biçimde tecelli etmeye başladı. Devletin temeli, gitgide zayıflarken, diğer tüm kurumlar da aynı oranda zayıflayıp, güven bunalımı yaşamaya başladı.
Adalet kuvveti bağımsız olma özelliğini kaybettikçe, milletimizin devlet olarak varlığı da kabul edilemez bir hale geldi. Ülkenin tüm birimleri, yolunu bilmeyen rotasız bir gemi gibi, savrulmaya ve hep su almaya başladı. Hangi tarafını kapatsan, başka bir delik açıldı.
Cumhuriyetin ve devletin temeli adaleti, yeniden en güçlü şekilde tesis edemedikçe ve tam bağımsız hale getirmedikçe, yarınlarımızın güvencesi çocuklarımıza , güçlü ve sağlam bir devlet ve gerçek bir millet bırakmak olasılığımız çok düşüktür.
Cumhuriyetin kurulduğu yıllardaki gibi bir güçle, azim ve umutla, daha nice 92 yıllar dileyerek, bayramınızı kutluyorum...