Değerli okuyucu;
Geçen hafta Yasin Suresinin mealine başlamıştık.Bu sure Kur’an-ı Kerimin kalbi olarak anılmaktadır.83 Ayet’in 37 sini geçen ki yazımda açıklamıştım.Şimdi 38 inci Ayetten itibaren yazıyorum: 38- Güneş, kendisi için belirlenen yerde akıp gider. İşte bu, güçlü olan, bilen Allah’ın takdiridir. 39- Ay için de birtakım uğrak yerleri (yörüngeler) tayin ettik.Sonunda o, eski hurma dalı gibi (hilal) olur da geri döner. 40- Ne güneş aya yetişebilir, ne de gece gündüzü geçebilir.Her biri bir yörüngede yüzüp gitmektedirler. 41- Onların zürriyetlerini dopdolu bir gemide taşımamız da onlar için büyük bir alamettir. 42- Ve kendilerine, bunun gibi binecekleri başka şeyler de yarattık.43- Ve eğer dilersek onları suda boğarız. O zaman ne onların imdadına koşan olur, ne de onlar kurtarılırlar. 44- Ancak bizim tarafımızdan bir rahmet ve belli bir zamana kadar dünyadan faydalandırmak için müstesnadır.45- Onlara yapmakta olduğunuz ve yapıp arkada bıraktığınız işlerde Allah’tan sakının; umulur ki siz merhamet olunursunuz denildiğinde onlar yüz çevirdiler. 46- Onlara, Rablerinin ayetlerinden bir ayet gelmeyedursun, mutlaka ondan yüz çevirirler. 47- Allah’ın size rızık olarak verdiklerinden hayra sarfediniz” denildiğinde, kafirler mü’minlere dediler ki: “Allah’ın dilediği takdirde yedireceği kimseleri biz mi doyuracağız? Siz gerçekten apaçık bir sapıklık içindesiniz.” 48- Onlar: “Eğer gerçekten doğru söylüyorsanız, bu tehdit ne zaman gerçekleşecektir?” derler.49- Onlar, birbirleriyle çekişip dururken, kendilerini ansızın yakalayacak korkunç bir çığlık bekliyorlar. 50- İşte, o anda onlar ne bir vasiyyette bulunabilirler, ne de (geri) ailelerine dönebilirler. 51- Nihayet Sur’a üfürülmüştür. Bir de bakarsın ki, onlar kabirlerinden diriltilip koşarak rablerine akın ederler. 52- (İşte o zaman:) “Eyvallah bize! Bizi kabrimizden kim kaldırdı? Bu, Rahman’ın vaat ettiğidir. Peygamberler gerçekten doğru söylemişler!” derler. 53- Olan, müthiş bir çığlıktan ibarettir. Bunun üzerine onların hepsi hemen huzurumuza getirilmişlerdir. 54- O gün hiçbir kimse en ufak bir haksızlığa uğramaz. Siz orada ancak yaptıklarınızın karşılığı ile cezalanırsınız. 55- O gün cennetlikler, gerçekten nimetler içinde zevk sürerler. 56- Kendileri ve eşleri gölgeler altında tahtlara kurulurlar.57- Orada, onların istek duyduğu her çeşit meyve vardır. Bütün istekleri yerine getirilir. 58- Onlara çok esirgeyen Rabbin söylediği bir selam vardır. 59- “Ayrılın bir yana bugün, ey suçlu günahkarlar!” 60-“Ey Adem oğulları! Size şeytana kulluk etmeyin, çünkü o sizin apaçık bir düşmanınızdır” denmedim mi? 61- “Ve bana kulluk ediniz, dosdoğru yol budur”demedim mi? 62- Şeytan sizden pek çok toplulukları kandırıp saptırdı. Hala akıl erdiremiyor musunuz? 63- İşte, bu size vaat edilen cehennemdir. 64- İnkarınız sebebiyle bugün oraya girin! 65- O gün onların ağızlarını mühürleriz; (günah ve sevap) tan yana kazandıklarını bize elleri söyler, ayakları da şahitlik eder.66- Dilesek, onların gözlerini tamamen kör ederdik. O zaman doğru yolu bulmaya koşuşurlar, fakat nasıl göreceklerdi? 67- Eğer dilesek oldukları yerde onların şekillerini değiştirirdik de, ne ileriye gitmeye güçleri yeterdi, ne de geri gelmeye! 68- Kime uzun ömür verirsek, biz onun yaratılışını tersine çeviririz. Hiç düşünmüyorlar mı? 69- Biz ona (Peygamber’e) şiir öğretmedik. Zaten ona (şairlik) yaraşmazdı da. Onun söyledikleri, ancak (Allah’tan gelmiş) bir zikir ve apaçık bir Kur’andır. 70- Kur’an diri olanları uyarsın ve kafirler cezayı hak etsinler diye (indirilmiştir). 71- Görmüyorlar mı ki, biz kudret elimizin yaptıklarından, kendileri için birçok hayvanlar yarattık. Onlar, bunlara sahip olmuşlardır. 72- Bu hayvanları onların emrine verdik.Onların bazısını binek olarak kullanırlar, bir kısmının da etini yerler. 73- Bu hayvanlarda onlar için nice yararlar ve içilecek sütler vardır. Hala şükretmezler mi? 74- Onlar, guya yardım göreceklerini umarak Allah’tan başka ilahlar edindiler. 75- Halbuki ilahların onlara yardım etmeye güçleri yetmez. Oysa ki kendileri bunlar için yardıma hazırlanmış askerlerdir. 76- (Resulüm! ) O halde onların sözleri sakın seni üzmesin. Elbette biz, onların gizlemekte olduklarını da, açığa vurduklarını da biliyoruz. 77- İnsan görmez mi ki, biz onu bir damla sudan yarattık. Bir de bakıyorsun ki, apaçık düşman kesilmiştir? 78- Kendi yaratılışını unutarak bize karşı bir örnek getirdi ve: “Şu çürümüş kemikleri kim diriltecek miş?” diyor. 79- De ki: “Onları ilk defa yaratmış olan diriltecek. Çünkü O, her çeşit yaratmayı ( ve mahluku) çok iyi bilir.” 80-O Allah ki yeşil ağaçtan sizin için ateş çıkardı. İşte, siz ateşi ondan yakıyorsunuz. 81- Gökleri ve yeri yaratan, onların benzerlerini yaratmaya kadir değil midir? Elbette (öyledir); O, her şeyi yaratandır, bilendir. 82- Bir şey yaratmak dilediği zaman Onun emri “Ol” demekten ibarettir. Hemen oluverir. 83- Her şeyin mülkü kendi elinde olan Allah’ın şanı ne kadar yücedir! Siz de O’na döndürüleceksiniz.