ÇOCUKLARIN ANA VE BABALARINDAN BEKLENTİLERİ
Sizlere biraz çocuklarınızdan bahsetmek istiyorum.Çocuklarınızın yetişmesi en çok meşgul eden meselelerden biridir.
Çocuklar – tabii çocuk oldukları için – fark etmezler. Ama ben bir baba olarak bilirim ki, okulların kapılarını yeniden açtıkları günlerde siz de onlar kadar Hatta onlardan biraz fazla heyecanlanırsınız. Çünkü bir baba olarak.Bir ana olarak bu ölümlü dünyada üzerine titrediğimiz varlıklar onlardır. Eğer yorgunluklara katlanıyorsanız. Üzüntülere göğüs geriyorsanız,Bin bir sıkıntıyı yenmeye gayret ediyorsanız. Yalnız onlar için. Onların yetişmeleri. Sizin kadar yorulmamaları. Üzülmemeleri için katlanıyorsunuz.
Bilmem ara sıra siz de benim gibi yapar mısınız? Ben bazen kendi kendime düşünürüm: Şu dünyada yapayalnız. Bir adam olsaydım. Yaşamak benim için ne kadar kolay olacaktı. Masrafımı, kendim için harcadığım parayı hesap ediyorum. Hiç de o kadar yüksek bir yekün tutmuyor. Bu parayı elde etmek için. Sabahtan akşama kadar didinmeye. Pencerenin camına düşmüş bir sinek gibi. Oradan oraya atılmaya pek de lüzum yok. Bu yalnız benim için değil, hepiniz için öyle. Fakat şairin dediği gibi ne yapacaksınız? “Viran olası hanede çoluk çocuk vardır.” Şerefli bir aile reisinin vazifesi. Kendi etrafına toplanan. Gözünün içine bakarak kendi kaderine katılmaya. Seve seve razı olan bu insanları. Mümkün olduğu kadar rahat yaşatmaya. Çocukları da hem kendilerine. Hem de cemiyete. Faydalı birer insan olarak yetiştirmeye çalışmaktır.
Ama hemen söyleyeyim ki. İnsan olan için bu bir külfet değildir.Bilakis Cenab-ı Hakkın bir lütfudur. Çoluk çocuk için katlanılan zorlukları bir zevk haline getirerek hayatın devamını böyle mümkün kılmıştır. Yüreklerimize öyle bir sevgi koymuştur. O sevgi bizi her fedakarlığa katlandırır. Hatta ölüm bile bize o kadar korkulu bir şey gibi görünmüyorsa. Çocuklarımızda hayata devam edeceğimize inandığımız için görünmüyor. O sebeple en üstün varlıklarımız olarak.Hatta kendimizden fazla çocuklarımızın üzerine titriyoruz. İnsanlık tarihi yemeyip çocuklarına yediren.Giymeyip çocuklarına giydiren. Ana babaların şanlı fakat bilinmeyen. Üç beş kişi arasında kalmış destanlarıyla doludur.
Onun için,okulların yeniden açıldığı günlerde. Çantalarını koltuklarının altına alıp okul yolunu tutan çocuklarınızın arkasından. Ne büyük ümitlerle bakmakta olduğunuzu.Yüreğinizin nasıl titrediğini çok iyi biliyorum. Ama, merak etmeyin. Onlar sizin kendilerini yürüttüğünüz bu yolda ilerleyecekler.Okullardan muhakkak bir şeyler öğrenerek çıkacaklardır. Yol ne kadar uzun, zahmetli görünürse görünsün. Bir gün bitecek. Siz ihtiyarlayıp dururken. Onlar da çocukluktan sıyrılarak hayata atılacaklardır.Ama şunu bilmeliyiz ki canımızdan aziz bildiğimiz. Bu çocukları kollarından tutup okula göndermekle Ana ve baba olarak ödevimizi tamamlamış olmuyoruz. Onların yalnız okumuş.Bilmiş bir insan olarak yetişmelerinden daha önemli bir şey var. Çocuklarımızın her şeyden evvel. İyi bir insan olmaları lazım. Çocuklarımızı bilgili birer insan olarak yetiştirmek öğretmenin vazifesi ise. İyi insan olmaya doğru onları yöneltmek. Anne ve baba olarak bize düşüyor. Çocuklarımıza önce iyi birer örnek olarak görünmeye mecburuz.
-Devam edecek-