1 KASIM'DAN ÖNCE PARTİLERİN SON DURUMU
Birçok sorunların ve gelişmelerin gölgesinde 1 Kasım Genel Seçimleri’ne gidiyoruz.
Türk demokrasisi önemli bir sınavın eşiğinde…
Bakalım bu sefer “demokrasicilik” oyununu becerebiliyor muyuz?
7 Haziran seçimlerine oranla seçim bildirgelerinde ve söylemlerinde fazla bir değişiklik olmayan siyasi partiler, yaptıkları ufak tefek ilavelerle çalışmalarını sürdürüyor.
Bana kalırsa çözüm sürecinde ve koalisyon görüşmelerinde yaşananlar AK Parti’nin çıtasını belirleyecek.
Hiç kuşkusuz Ak Parti bu güne kadar birçok alanda inkâr edilemeyecek hizmetler yaptı.
Bununla birlikte birçok hata yapmaktan da kurtulamadı.
Özellikle şeffaflık ve yolsuzluk iddiaları konusunda daha açık ve net olabilirdi.
Çözüm süreci sırasında yapılan yığınaklar konusunda itirafta bulunmak yerine o anda duruma müdahale edebilirdi.
Önemli bir kitle bir anda gelen şehit cenazelerinin faturasını AK Parti’ye kesebilir.
Öte yandan içerde ve dışarıda yapılan operasyonlar hükümete yarayabilir.
Suriye konusunda “şahin” bir politika yürütmek yerine daha stratejik bir yol izlenebilirdi.
CHP’nin emekliye vereceğini söylediği “en az maaş 1500 TL olacak” vaadi için kaynak sorarken, şimdi de kendilerinin bu maaşı en az 1300 TL yapacaklarını söylemeleri kafalarda soru işaretlerine yol açtı.
Soru işaretinin gerisinde kalan cümle şu: “Hani kaynak yoktu?”
1 Kasım’a çok az bir süre kaldı.
Bu ve benzeri konularda seçmeni ikna etmek için fazla bir zaman kalmadı.
Umarım neyin neden olduğunu anlatmaya fırsat bulabilirler.
CHP, yaptığı demokratik hamlelerle dikkat çekerken takdir de topladı.
Hiçbir partinin cesaret edemediği ön seçimi başarıyla uyguladı.
Bir başka başarısı da koalisyon masasından kalkmaması oldu.
Öte yandan 7 Haziran seçimleriyle birlikte politikasını ideolojik temelden kurtararak ekonomi üzerinden iktidar partisine yüklenmeyi tercih etti.
Bütün bunlar kamuoyunda yankı uyandırdı.
Ancak bu hamlelerin sandığa yansıyıp yansımayacağını şimdiden kestirmek çok zor…
Zira CHP’ye hangi partiden oy gideceği konusu henüz aydınlanmış değil…
Milliyetçi söylemleriyle bilinen MHP, yaşadığımız süreçte her şeye “hayır” diyen bir parti görüntüsü çizdi.
Şimdiye kadar AK Parti de, CHP de bunu çok iyi kullandı.
Fakat benim düşünceme göre MHP, şimdiye kadar kendisini ve meramını anlatamamış bir parti…
Tabi bunda Genel Başkan Devlet Bahçeli’nin zamansız çıkışlarının payı da olabilir.
Tabiatta olduğu gibi siyaset de boşluk kaldırmıyor.
Birileri bu boşluğu doldurmayı çok iyi biliyor.
Ancak MHP’nin; “Koalisyona varız” açıklaması, üzerine yapışıp kalan suçlamalardan kendisini ne derece kurtarabilir?
Umarım geç kalınmış bir açıklama değildir.
Öte yandan bazıları hala özellikle Ortadoğu ve terör konularında MHP’nin öngörülerinin doğru çıktığının farkında bile değil…
Yukarıda söylediğim gibi bunda MHP’nin kendisini anlatamamasının önemi büyük…
Seçime yaklaşık üç hafta var.
Siyaset adına aslında uzun bir zaman…
Köprülerin altından daha çok sular akacak.
Bakalım vatandaş bu kez partileri nasıl değerlendirecek?
HOŞÇAKALIN