Görüntülenen Sayı: 2302
2803 | Yayım Tarihi: 28 Ağustos 2015 Cuma
  • Ana Sayfa
  • Haberler
  •  Spor 
  • Köşe Yazarları
  • Bunları Biliyor musunuz?
  • Vefatlar
  • Güneşlik
  • Dost Siteler
  • Künye
  • İletişim
  • Son Sayı
Ana Sayfa » Köşe Yazıları » NAMIK KEMAL

NAMIK KEMAL


Facebook'ta Paylaş


İzmirli   Ali   Onbaşı
Karanlıkta  göz  yordamıyla
Sanki  onları   bir   daha   hiç   görmeyecekmiş   gibi
Baktı     manga   efradına   birer   birer:
Sağda   birinci   nefer
                 Sarışındı,
İkincisi   esmer,
Üçüncü   kekemeydi,
Fakat  bölükte
        Yoktu  onun  üstüne  şarkı   söyleyen.
Dördüncünün   yine  mutlak  bulamaç   istiyordu   canı.
Beşinci   vuracaktı   amcasını   vuranı.
Tezkere   alıp   Urfa’ya   girdiği   akşam.
Altıncı
İnanılmayacak   kadar   büyük   ayaklı   bir   adam.   
Memlekette   toprağını  ve   tek  öküzünü  
Bir   ihtiyar  muhacir   karısına   bıraktığı   için 
Kardeşleri   onu  mahkemeye   verdiler
Ve  bölükte   arkadaşların   yerine  nöbete   kalktığı  için
                    Ona  “Deli   Erzurumlu” derdiler.
Yedinci   Mehmet  oğlu  Osman’dı.
Çanakkale’de ,  İnönü’nde,  Sakarya’da   yaralandı,
Ve  gözünü   kırpmadan
    Daha  bir  hayli  yara  alabilir
Ve  dimdik  ayakta   kalabilir.
Sekizinci
        İbrahim
            Korkmayacaktı   bu  kadar
Bembeyaz   dişleri   böyle   tıkırdayıp
            Böyle  birbirine   vurmasalar.
Ve  İzmirli   Ali   Onbaşı   biliyordu   ki
Tavşan   korktuğu   için   kaçmaz
        Kaçtığı  için  korkar.
Saat  dört
Ağzı  kara – Söğütlüdere   mıntıkası.
12’inci  piyade   fırkası
Gözler  karanlıkta, uzakta,
Eller   yakında, mekanizmalar   üzerinde,
Herkes  yerli  yerinde.
Tabur   imamı
Mevzideki    biricik  silahsız   adam,
                Ölülerin  adamı,
Kıbleye   doğru   kırılmış  bir  söğüt   dalı  dikerek
Durdu  boyun  büküp
            El  kavuşturup
                    Sabah  namazına
İçi  rahattır.
Cennet,  ebedi  bir  istirahattır.
Ve yenilmeseler   de, yenseler  de   a’dayı
Meydanı   gazadan   o   kendi   elleriyle  verecektir
                Cenabı  rabbülalemine  şühedayı
***•***
Başkomutanlık   Meydan  Savaşı
    Değerli  okur, Ağustos  ayı   Türk – İslam  Devletinde   kutsal  bir  aydır. Bu  ay   içinde   iki   meydan  savaşı    vardır. Bunlardan  ilki   Malazgirt  Meydan  Savaşıdır.Bu   savaşla   Anadolu   toprakları    Türk   vatanı   olmuştur.   1071   yılının   26   Ağustos   Cuma   günü   yapılan   bu   savaşta  Türk   ordusu   Sultan   Alparslan    komutasında   200 bin   kişilik   Bizans   ordusunu   50  bin   askeriyle   yenilgiye   uğratmıştır.   Haçlılar    bu   yenilgiyi   unutmadılar. Aradan   1000  yıla  yakın  zaman   geçmesine   rağmen   bu   kin   devam  etmektedir. 
    Kurtuluş   savaşının  son   safhasını   teşkil   eden   1922  yılının   Ağustos   ayında   düşmanın   Anadolu’dan   atılması   ile   sonuçlanan   büyük    Meydan   Savaşıdır.  Dumlupınar   Savaşı   olarak da    anılır. Savaşdan  önce   Yunan  ordusunun   manevi  durumu    kötüydü. Türk   ordusunun    morali   ise   çok   iyiydi.   Türk   askeri    Anadolu’nun   işgal   edilen   yerlerinde   halka   yapılan   zulüm   dolayısıyla   uzun  zamandır düşmana   diş  biliyordu. Taarruz  son  derece   gizli  tutulmuştu.  İki   tarafın   kuvveti   ancak   taarruzdan  önceki   bir  kaç  ay   içinde    denkleşmişti.  Yunan  piyadesinin   üstünlüğüne  karşı   Türk   süvarisi   daha  çoktu.                        - Devamı Var -

Yalnızca aboneler yorum yazabilir.

Abone Bilgileri

Abone girişi yapınız
Abone Kodu:
Parola:
Şifrenizi almak için tıklayın

  • Hava Durumu
  • Arşiv


Kaynak: Meteoroloji Genel Müdürlüğü






 Güneş Gazetesi © 2005-2025 Her hakkı saklıdır.