PARA, PARA, PARA
Çocukluğumdan bu yana hatırlarım bu ülkede en çok ekonomi konuşulur. Parasızlık, işsizlik, ekonomi kötü, herşey kötü, hep yok hiç yok. Bu para hiçkimsede yok. Bizim öncelikli derdimiz para olmuştur hep ama bunca yıllık ömrümde toprağa götürenini görmedim.Çok paralı adamların da, en parasızının da mezarı toplam 2 metre.
Bu ülke neredeyse 30 yıldır terörle uğraşıyor. Bu meselenin manevi tarafıyla ya acısını çeken yada duyarlı bazı insanlar ilgileniyor. Bunun birde ekonomik tarafı var ki devlet bütçesi bu işten ciddi zarar ediyor. Devlet bütçesi demek millet bütçesi demek. Yani bizim cebimizden çıkan para demek. Terör dağdan şehire indi, devletin yaptığı bir kaldırım taşının zarar görmesi bizden çıkacak para demek. Bu işlerden beslenenlerin ekmeğine yağ sürmek demek. Birilerinin cebi dolarken birileri dibe vuracak demek. Nihayetinde savaşlarda taraflar birbirlerine gül değil mermi atarlar. Bu silahların temin edildiği de bir yerler vardır.
Tatilde millet su gibi para harcamış. Yakışır, harcasın tabi ama sonra bir öğreniyoruz kart ve kredi borçlarının nüfusa oranı 2 katı geçmiş, doğan çocuklar bile borçlu doğuyormuş.Şimdi doğuran ,harcayan düşünsün bize ne diyebilirmiyiz? Ama diyoruz. Diyoruz da ne oluyor? Ceremesini hep birlikte çekiyoruz.Her koyun kendi bacağından asılmıyor, ülkede bir açık varsa bunu hep birlikte yükleniyoruz.
Yok koalisyon kurulmamış,kurulacakmış,erken seçim olacakmış, memur atanamamış,para yokmuşta Saray nasıl yapılmışta. Sanane be adam. Memleketin koskoca cumhurbaşkanı, Obama’yı Toki konutlarının terasında mı ağırlayacaktı. Tapusunu üzerine mi yaptı, TC’nin malı işte sonuçta. Sen önce kendine bir bak. Devletin yanlış politikaları da var elbet ama millet olarak yaptığımız tek şey oturup sızlanmak. Kahvehaneler günün her saati dopdolu ise yani sen çalışmadan geçiniyorsan ortada sıkıntı yok demektir, ben bu sonuca varıyorum. Tam sezonunda fındık işçisi bulamıyorsak demek ki paraya ihtiyacınız yok. Oturun kahve köşelerinde çay höpürdetin akşama kadar.
Devlet devlet demeye hakkımızın olması için önce millet bilincimiz var mı bir kendimize bakalım.Millet bilinci oy vermekten ibaret değildir. Birbirine, yapılan hizmete, çevreye,doğaya,insan haklarına, emeğe saygılı yaşamayı bilmek, siyaseti kahve köşelerinde değil toplum içinde yapmak, yanlışa sesini çıkaranı dışlamaktansa elini birlikte taşın altına koymak demektir. Yakarak yıkarak değil hukukun ve vatandaş olmaktan sebep devletin verdiği yetkilerle hakkını aramak demektir.
Öyle evinde rahat koltuğunda, elinde kumanda, klavye atıp tutmayacaksın. En basitinden yere tükürmemek ve çöp atmamakla,arkandan gelene yol vermekle bir başlayacaksın. Şehit ailelerinin acısıyla bir empati kuracaksın.Vah vah dedikten sonra bu gece feneri nerde söndürsek acaba diye ‘’kara kara ‘’düşünmeyecek, falancalar filancalar gitti ben geri kaldım diye cebindeki karta güvenip borç harç tatile gitmeyeceksin, 3 kuruş paraya çalışıp 2 sene telefon taksiti ödemeye kendini adayarak kandan, karışıklıktan beslenenlerin cebini doldurmayacaksın. Müteahhit zihniyetli yöneticine benim yola değil insan gibi yaşamaya ihtiyacım var diyeceksin.
İstekleriniz oldu işte 2 hatta 3 anahtarınız oldu,eviniz, arabanız herşeyiniz var, gidişattan haberiniz yok. Öngörünüz yok. Sitelerde oturacaksınız diye doğayı katlettik, arabalarınızın egsozu atmosferi kirletti, denize giren akşamına acil servise düşüyor,çöplerimiz dönüştürülmüyor, Dünya’yı öldürüyoruz.Millet Mars’ta yaşam kuruyor gider yaşar da biz ne yaparız?
Ey Türk! Titre ve kendine gel. Para güzeldir ama herşey demek değildir. Paranla bile su bulamayacaksın birgün,şu an paranla organik, doğal sebze, meyve bulamadığın gibi. Dünyada ne karışıklık varsa kaynağındaki sebep para. Ama para hiçbir şehidimizi geri getirmeyecek. Öyle bir vatandaş olalım ki bu vatan için ölenlerden helallik isteyecek yüzümüz olsun bari.
Akşama kadar atıp tuttuğun yöneticiyi görünce eline eteğine sarılacağına hesap sor.Seni politik sözleriyle ikna etmesine fırsat verme. Biz onun işçisi değiliz, ona borcumuz yok o bize hizmet borçlu.Ben artık bana olan hizmet borcunu ödemediği gibi aklınca beni kandırıp, savsakladığını zanneden malum kişiye, hiçbir şahsi sebebim yokken sadece görevini yapmadığından saygı duymayı da selam vermeyi de bıraktım. Umrunda olmasa da savunduklarıma ters düşmemiş olmak kafi.
Yalnız gerçekten gurur vesilesi birşey varsa son zamanlarda , ülkesindeki savaşta çarpışmaktansa ülkesinden kaçan bazıları gibi olmaktansa, teröre karşı savaşmak için Silahlı Kuvvetler’e yapılan başvurulardır. İşte vatandaşlık budur. Helal olsun.Dünya nimetlerinden vazgeçemeyen tatlı hayat sevenlere kapak olsun.