İSAD
İnsanın hayatında hem siyah, hem beyaz vardır. Buna göre en mutlu ve en üzgün zamanı da vardır. Bu durum hisler söz konusu olduğunda ne gariptir ki iyi ve kötü his olgusu olarak ayrışmadan komplike bir hal alabiliyor. Sene 2014 Ocak Ayı ; Bırak büyük fırtınalar kopsun , bırak derin dalgalar büyüyerek sana koşsun, bir yandan güneş yaksın, ay aydınlatsın seni. Bırak canın yansın, gözlerinden yağmurlar dökülsün, her biri bir son olsun, ölümün bile..
En önemlisi, Kalbini saf tut Allah'a yakın, asla değiştirilmesine izin verme.. Ve unutma ki ; her son yeni bir başlangıçtır; fırtınada, dalgada, ateşte, ışıkta, canını yakan herşeyde gücüne güç katsın, daha sağlam bas yere her adımında yer titresin, gök gürlesin ve herşeyi, her şerri kalbinle hisset ve cevapla..
Sonun başlangıç olduğu zaman sürecinde, artık SEN en güçlüsün ..!.. E.ÇAMAŞ Ve yine sene 2014 Haziran ayı; Akdeniz kıyısında bir kafede oturuyorum.. Hayatımın en mutlu günü, yani Hayatın İSAD günü. Birden yeniden bir şans verilip 6 sene sonra onu görebileceğimin düşüncesi acı ve hüzün ile karışıyor ve yağmurlarım yağmaya başlıyor yanaklarıma. İçimde öyle bir heyecan var ki, sanki ebediyetten gelen misafir ve tek görebilecek şanslı varlık benmişimcesine yağıyorum öylece.. Yağmurumun sileceksiz gözlerime verdiği buğu ile onu arıyorum, etrafıma baka baka, oturduğum yerden. Birden bir Nur geliyor karşıdan.
Öyle ki, pür-i pak. Işığıyla etrafı aydınlatan, göz alan Nurum , Yüreğim, geliyor işte.. Onda da aynı heyecan ve buğu, etrafa bakınıp beni arayan o yeşilim gözleri, tombik elleri ile hızlı hızlı yürüyor. Aydınlıkta kimse görmesin diye, yavrusunu kanatlarının altına alıp korumak sakınmak için Telaş eden güçlü bir Aslan.. Ayağa kalkıyorum, caddeler büyüyor ona koşmama yakın.. Yağmurumun dinmediğini görmesin diye koşup boynuna atlayamıyorum. Dik durmalıyım, beni böyle görmemeli. Bir de ben üzüldüm diye yıkılmamalı, yılmamalıyım. Dimdik Aslan gibi heybetiyle BABAM geliyor. Tam 6 sene sonunda onu gören Gözlerim, Allah'ım çok yakınım ona.. Kendimi topluyorum ve tutamıyorum sesimi, ona doğru yükselerek BABAM BURDAYIM GELDIM.. O sert heybetli Aslan birden pamuk kalbine dokunan sesime koşup; HOŞGELDİN SEFA GETİRDİN YAVRUM CANIMINİÇİ HAYDI GEL KIMSE GÖRMEDEN GİDELİM diyerek hızlanıyor..
Sarılamıyoruz o an, çünkü gören olursa onu benden, bizden alırlar.. Ne acı.. Kaldığı eve giriyoruz , öyle mutlu ki orda, kendince bir Dünya'sı var ve o Dünya'nın balkonu Fatsa sahiline benzeyen kıyıya bakıyor .. Ve sözcükleri dökülüveriyor, bir siz yoksunuz, boynum bükülüyor ama dik duruyorum karşısında.. Düşünsenize hayatımın en mutlu günü o gün benim ve neye üzüleceğimi bilemediğim üzgün günümde, ama dik duruyorum.. Onun yolunda öğrettiği gibi, o gibi duruyorum işte.. Benimle daha da güçleniceğini biliyorum çünkü.. Tüm Sözlerimi veriyorum gözlerinin içine bakıp.. Artık daha güçlüsün, diyor bana naif bir sesle ..
Herkesi soruyor TEKRAR ANLAT VE TEKRAR diyor..
Sıkılmadan tekrarlıyorum, tek tek, herkesi ama .. Fatsa sahilini andıran kıyıya bakıyor gözleri.. Diyorum burası ne çok benziyor , gülümsüyor kırgın bir tebessümle.. Ve sonra birden sarılıyoruz, sımsıkı koklayıp öpüyor beni, sanki bir yola çıkıp hiç dönmeyecekmiş gibi.. Bana yemekler yapıyor ki hiç yemediğim elleriyle hazırladığı o yemekleri büyük bir afiyetle yiyorum.. O an zehir olsa elinden yermişcesine.. Kalbimi soruyor bana açıyorum kapısını , sadece kendimi değil diyor gülümsüyoruz.. Adı gibi Onurlu bir mert görüyor, tatlı sert bir gülümseme beliriyor yüzünde ve KIZIMI MUTLU EDEBILEN ADAM OLAN BİRİ BENIM İÇİN TAMAMDIR diyor.. Şaşkın damat filmini seyrediyoruz ve belki de hiç gülmediğimiz kadar rahat içten gülüyoruz.. Eline telefonu alıyor ve Eş dost arayıp Konuşturuyor.. Bakın diyor evlatlarım yanımda.. O gün uykusuzluktan ölen gözlerimi kapatamıyorum..
Sonunda yenik düşüyorum ve bir ses yanağımı okşayıp, haydi uyuyalım yatağın hazır diyor.. Uyuyoruz ve en huzurlu mutlu uykum.. Avuç içimde bir gıdıklanma mı var , ne oluyor ? Sanki Ayağımda da var hahaha kahkaha ile uyandım Allah'ım eskisi gibi .. Babam beni uyandırdı gülerek uyandım espiriler tekerlemeler havada uçuşuyor yeniden.. Nefes alıyoruz sanki, ne mutlu .. Yapacaklarımızı konuşuyoruz bol bol ..
Kafasındaki projeleri benim kafamdakiler ile birebir çıktıkça şaşırıyor ve daha bir güzelleşiyor bakışları.. Umuduna umut katıyorum sanki ve daha da emin oluyor bana güvendiği için.. Ama iş için Dönme vakti gelecek ve bugün tarih olup kalbimde ebediyete kadar kalacak.. Ne büyük bir endişe.. Ayrılık günü yine yağmur ama bu sefer sadece bende değil ama çok daha güçlüyüm güçlüyüz.. Artık ben de ardında dağım ona ama
biraz daha var çok az daha..
Ve sene 2015 Ocak; Az daha var tamamlanmaya yakın korkunç bir ses.. Havaalanında dört dönen biriyim o an .. Kanadım yok uçamıyorum, yağmurum donuk yağamıyorum.. Anneme; ben burdan uçamadım, yetişemedim diyemiyorum.. Ablama koşup birlikte müdahale edemiyorum.. O mutlu gün geride kalıyor birden ve omuzlarımla omuzluyorum tabutunu.. Cami avlusundayım sonrada , kapağını tek kolumla saatlerce tutuyorum değmesin diye ona..
Birden toprak atıyorum .. Ama hep DİMDİK duruyorum.. İşte Hayat bana İSAD'ı yaşattı ama her mutluluk bir acı ile son buldu.. Ve hala kıskanmaya, fesatlığa, gıybete, insanları kırıp hayatlarını mahvetmeye devam edenlere selam olsun.. Herkeze sağlıkla huzurla mutlulukla yıllar temennimdir gönülden.. Birleri onlarını geçenlerden olmadan yaşamak dileğiyle(.) Elifce..
Saygılarımla Mimar Elif ÇAMAŞ