HUKUK DEVLETİ İSTİYORUM
Yıllar önce Paris'te gördüğüm bir olayı sizinle paylaşmıştım. Tur otobüslerine ayrılan yere bakanın korumaları girmişti. Otobüs şoförü korumaların aracını parktan çıkarmış, kendisine horozlanan korumalara da papuç bırakmamıştı.
Bu olayı tam 20 yıl önce gözlerimle görmüş görmüş, olması gerekenin yapılmasından haz duymuştum.
Dönelim ülkemize:
Görevi yetkililere soru sormak ve aldığı cevabı haber yapmak olan bir gazeteci,görevi halkı aydınlatmak olan, ilin en büyük mülki amirine soru soruyor. Vali Bey polislere emir vererek görevini yapan gazeteciyi göz altına aldırıyor. Böyle bir manzarayı görmek benim midemi bulandırıyor. Yılan eti yedirilmiş gibi tiksinti veriyor. Böyle bir ülkede yaşamaktan utanıyorum.
Ben hukuk devleti istiyorum !
Kişilerin yönettiği değil kuralların yönettiği bir ülke istiyorum. Bir gün Ali'nin bir gün Veli'nin saltanat sürdüğü bir ülke değil, asırlarca kuralların ve yasaların hakim olduğu bir ülke ... ! Yasaların kişilere göre değil hukuk kurallarına göre yapıldığı bir ülke... !
Daha önce sorulan soruya kurallar, yasalar ve teammüller gereği yanıt verilse, sorulan soru ciddiye alınsa belki de Suruç'ta yaşanan facia yaşanmayacaktı. Şimdi ortaya soruyorum 32 pırıl pırıl gencin yok olması hiç vicdanları sızlatmıyor mu ? Lütfen yetkili olanlar empati yapınınz. Bu kaybettiklerimizden bir tanesinin sizin çocuğunuz olduğunu düşünün. Allah rızası için düşünün !
Bana hiç kimse hukuk devleti ile 32 gencin ölümü arasında ne ilgi var demesin. Kişilerle değil de hukukla yönetilen ülkelerde böyle facialar yaşanmıyor. Hatası olan ya onuruyla istifa ediyor yada görevden alınıyor.
Kişiler tarafından yönetilen ülkelerde, yöneticiler basiretli idarecileri değil, dondurma yalar gibi kıç yalayanları tercih ediyor. O zaman da böyle vakaları görmek daha da sıklaşıyor.