SEÇİM SONRASI
Seçimler sonuçlandı nerdeyse bir ayı geçti ve halen ortada yeni bir hükümet olmadığı gibi, ne zaman ne olacağı da belli değil. Herkes bir tarafa çekiyor kendini, seçim gecesi yaşanan o heyecanlar, yeni bir başlangıç yapacağız, halkın istediği oldu sözleri sanki artık duyulmuyor oldu.
Seçimin olduğu günün ertesi, herkeste yeni bir döneme başlamanın, çok sesli bir Meclisin seçilmiş olmasının heyecanı vardı. Bazıları kendi partisinden olmayana oy verdi ki, seçim barajı aşılsın, Başkanlık sistemi gelmesin, ülke bir partinin istekleri doğrultusunda değil, gerçek bir demokrasi ile yönetilsin. Seçim sonucunda bu gerçekleşti. Gerçekten de, tek partinin iktidara geleceği ve hükümeti tek başına kuracağı bir yönetim sistemi değil de, koalisyon hükümeti ya da azınlık hükümeti olacak bir parlamento seçildi.
Peki sonra ne oldu? Seçim döneminde büyük heyecanlarla seçim meydanlarında olan partiler, sonrasında ne yapacağını bilemez bir hale geliverdi. Bir türlü ortak bir zeminde buluşamadılar. Meclis Başkanı seçilirken bile biraraya gelemediler. Geçersiz oy kullanmayı tercih ettiler, çekimser kaldılar. Sonuçta yine uzun yılların iktidar partisinin dediği oluverdi kolayca. Eleştirdikleri, vaatleri ve hedefleri siliniverdi birdenbire. Kırmızı çizgiler arttı, arttıkça da bir türlü yeşil çizgilere dönüşemedi. Seçim öncesi iktidarı eleştiren muhalif partiler, sonrasında birbirlerini eleştirir oldular. Daha koalisyon kurulmadan birbirleri hakkında söylemleri iktidar eleştirilerinin önüne geçti.
Şimdilerde bir ay öncesinin heyecanı ve demokratik bir toplum olabilmenin hevesi pek hissedilmiyor etrafta. Ne olacak kaygısı, istikrar arayışı ve yeniden seçime girme telaşı var sanki. Ne olacak yeniden seçime girilirse, ne değişecek? Ya halk muhalif olanlara kızıp eski olana yönelecek, ya da aynı tablo tekrarlanıp, zaman kaybı olacak. Peki iktidarın istediği ne, yeniden tek başına iktidar olmak ve her istediğini bir şekilde gerçekleştirmek.
O zaman şöyle de düşünebiliriz. Muhalif olanlar hiçbir ortak zeminde buluşamıyorsa, demek ki hep muhalif olma isteğindeler. Çünkü iktidara ortak olmak, yanlış yapmayı, sorumluluk almayı gerektirir. Sorumluluk almıyorsan, muhalif olup, sadece söylemekle yetineceksin demektir.
Yeni bir seçim bu ülkeye şu an için hiçbirşey kazandırmaz. Ne varsa değiştirmek istediğimiz bir ucundan başlayıp, tutup değiştirmek gerekir. Kimsenin her istediği olmayacaktır elbette, ama demokrasinin özü bu değil midir? Farklı görüşlerin, farklı amaçların, ülkenin ve halkın çıkarı için ortak bir zeminde buluşması. Bizler bunun için seçmedik mi vekillerimizi, bunun için seçim barajlarına karşı çıkmadık mı? Öyleyse nedir bu atalet, nedir bu isteksizlik... Bir karar vermenin ve eyleme geçmenin zamanı gelmedi mi?