PARTİZANLIK VE BİR ANI
2002 seçimlerinde rahmetli Sami Ağabey ile Akkuş’un bir köyüne gitmiştik. Cami çıkışı köy muhtarı ile karşılaştık. Muhtar köyde boşuna zaman harcamamızı, çıkacak oyun şimdiden belli olduğunu, yarısının CHP ve diğer yarsısının da AKP olacağını söyledi.
Nedenini sorduğumuzda, şöyle açıkladı:
‘Köyümüz eski Adalet Partilidir. Şimdi ise devamı olan Doğru Yol Partisine çok oy çıkar. Bu yüzden birkaç kez üst üste seçim kazanan ANAP partizanlık yaparak bizi cezalandırdı. Biz de 1991 seçimlerinde silme ANAP’a oy verdik. Bu defa DYP-SHP koalisyonu kuruldu. Oy alamayan DYP partizanlık yaparak bizi cezalandırdı. Yine hizmet alamadık. Bunun üzerine bir karar aldık. Bu sefer en güçlü AKP ve CHP olduğu için (Hatırlarsanız 2002 seçimlerinde barajı bu iki parti geçmişti) geçmiş dönemde karşılaştıklarımızla karşılaşmamak adına aramızda karar aldık bu iki parti arasında oyları paylaştıracağız.’ Dedi.
Seçim sonrası dönemin Akkuş ilçe başkanı olan Cemil Görmüş’e sorduğumda, muhtarın söyleminin yaklaşık aynı çıktığını öğrenmiştim.
Şimdi ulusal basından Gürgentepe’nin bir köyüne yol yapımı için gönderilen çakılın, köyden AKP’ye az oy çıktığı için Ordu Büyük Şehir Belediyesi tarafından geri alındığını okuduk. Gerekçesi de yapılacak yol ilçe belediyesinin görev anında olduğu olarak gösterilmektedir. Buna benim gibi düz ve dürüst mantıkla bakanların anlam vermesi mümkün değildir.
Çünkü:
1)Hizmet verirken oy veren vermeyen değil, ihtiyacı olan veya olmayan ayrımı yapılır.
2)İlçe belediyesinin görevi ise vaktiyle neden yol yapılmaya kalkışılmıştır? Değilse neden geri çekilmektedir.
3)Bir belediye başkanı seçilinceye kadar herhangi bir partinin adayı olabilir. Ama seçildikten sonra tüm herkesin başkanı olmalıdır.
Çıkan haberlerin doğru olduğuna inanmak istemiyorum. Ama yazılanlar gerçekse; biz bu kafa ile değil Avrupa Birliği, Asya Topluluğuna bile zor katılırız. Siyaset yapan herkesin şapkasını önüne koyup bir düşünmesi gerekmektedir. Bazen de düşünüyorum da benim gibi düşünüp de siyaseten bir mevkii veya makama gelenlerin sayısının bir hayli az oluşunun sebebini aramaya gerek var mı diye söylenmeden edemiyorum.