AKLIMIZIN ALMADIĞI NE
On bir ayın sultanı dediğimiz bir Ramazan ayına daha girmiş bulunuyoruz.
Tüm ülkemize ve İslam alemine hayırlı uğurlu olsun.
Özellikle bizim toplumumuzda Ramazan'ın bambaşka bir anlamı vardır.
Oruç gibi her Müslüman'a farz olan ibadetin yanı sıra bizdeki Ramazanlarda hayat bir başka akar.
Sahura kalkmanın, iftarı beklemenin ya da misafir ağırlamanın lezzeti ve zevki bir başkadır.
Fırınların önünden geçerken birazdan vitrine konacak susamlı pidenin kokusu bambaşka anlamlara gebedir.
İftar sonralarının coşkulu ve keyif veren saatlerini de unutmamak gerekir.
Bütün bunların yanında Ramazan'ın yaydığı manevi iklim, ilk olarak insanımızı ruhsal anlamda birbirine yakınlaştırır.
Ramazanlarda şehirlerin manevi parıltısı ve sosyal hareketliliği kendini hemen belli eder.
Minarelerdeki mahyalar dile gelir ve size bin bir çeşit fısıltı sunar.
Millet olarak yaşadığımız ya da yaşamak istediğimiz Ramazan aslında budur.
Bazı şehirlerde düzenlenen organizasyonlarla bir başka anlam kazanır Ramazan ayı...
Kimi il ve ilçelerde yapılan etkinlikler, hem insanlara büyük bir moral kaynağı olur, hem de şehir dışından gelen insanlara ev sahipliği yapar.
Elbette bu organizasyonları düzenlemek ve ortaya koymak büyük çaba ister.
Zaten her şey istemekle başlıyor.
İtenirse oluyor çünkü...
Komşu ilçemiz Ünye'nin; bu Ramazan'da herhangi bir etkinlik yapıp yapmadığını henüz bilmiyorum.
Ancak geçtiğimiz yıllarda yaptıkları çalışmalarla sadece ilçe merkezinde değil, çevre ilçelerden de büyük takdir görmüştü.
Zira iftardan sonra başta Fatsa olmak üzere bir çok bölgeden Ünye'ye insan seli akmıştı.
"İstenirse oluyor" dediğimiz işte bu...
Her akşam yapılan prgramlarda bazen farklı şovlar, bazen tiyatro gösterileri ve çok defa da konserler vatandaşı eğlendirmeye çalışıyordu.
Organizasyonu yapanlar memnundu.
Vatandaş memnundu.
Basını, belediyesi memnundu.
Bütün bu güzellikleri hemen yanıbaşımızda gördüğümüz halde bu güne kadar elimizi kolumuzu oynatmadık.
Düşünmeden edemiyorum.
Neyimiz eksik?
Neden harekete geçemiyoruz?
Neden bu tür çalışmaları gereksiz ve beyhude görüyoruz?
Aklımızın almadığı ne?
Kavrayamadığımız şey ne?
Şu saatten sonra bu tür organizasyonları Büyük Şehir mi yapar, Küçük Şehir mi yapar bilemem...
Ama vataşı da, yetkilisi de bilsin ki; Fatsa'nın bu konuda çok büyük eksiği var.
Ve bir şehri ıssız, sessiz, güdük ve silik bırakmaya hiç kimsenin hakkı olamaz.
Hayırlı Ramazanlar!
Hoşçakalın...