Görüntülenen Sayı: 2291
2803 | Yayım Tarihi: 12 Haziran 2015 Cuma
  • Ana Sayfa
  • Haberler
  •  Spor 
  • Köşe Yazarları
  • Bunları Biliyor musunuz?
  • Vefatlar
  • Güneşlik
  • Dost Siteler
  • Künye
  • İletişim
  • Son Sayı
Ana Sayfa » Köşe Yazıları » ŞİMDİ MUTLU MUSUNUZ

ŞİMDİ MUTLU MUSUNUZ

Zekeriya ERUZUN

Zekeriya ERUZUN

bilgi@gunesgazetesi.net
Facebook'ta Paylaş

“ŞİMDİ MUTLU MUSUNUZ?”
Yaklaşık 13 yıldır Türkiye’nin kaderine hükmeden Ak Parti, ilk kez oy kaybı yaşayınca olanlar oldu.
Başka partilere oy veren vatandaş, derhal hedef tahtasına oturtuldu.
“Nankör” oldular.
“Vatan haini” oldular.
“Şimdi mutlu musunuz?” şeklinde saldırıya uğradılar.
Ardından şu sözler duyuldu:
“Neyiniz eksikti? Yediğiniz önünüzde, yemediğiniz arkanızdaydı… Sıkıysa o imkânları şimdi bulun bakalım.”
Bir başka hedef tahtasına da muhalif partileri koydular.
“HDP’yi meclise siz soktunuz.”
“Ak Parti ve Erdoğan düşmanlığınız yüzünden paralel yapı ve illegal örgütlerle bile iş birliği yaptınız”
“Türkiye’nin ve mazlum milletlerin geleceğiyle oynadınız”
Bir noktaya kadar bu ve benzer tepkileri normal karşılamak gerekir.
Zira her seçim sonrası oyunu artırarak bu güne gelmiş bir partinin, ilk kez oy kaybı yaşaması kolay hazmedilir bir durum değildir.
Amma velâkin tepkinin dozu sanki çok ağır oldu.
Bir kere şunu sormak gerekir:
Ak Parti, Türk siyasi hayatında mevcut olduğu sürece “Nankör veya vatan haini” diye suçladığı kitleden bir daha destek istemeyecek mi?
Ayrıca; “Şimdi mutlu musunuz?” denilen kitle uzun süredir mutlu değildi zaten…
Bırakın da şimdi bari mutlu olsun.
Sıkıntı, mutsuzluğu birilerinin fark edememiş olmasıydı sadece…
Onların mutsuzluğu görülmedi, duyulmadı ve hissedilmedi.
O sırada birileri bir fanusun içindeydi. Kendi dünyalarındaydı.
Vatandaş, yargıda olup bitenleri kaygıyla takip ediyordu.
Yasama, yürütme ve yargı arasında olmaması gereken geçirgenlikten korku duyuyordu.
Devleti temsil noktasında olanların, siyaset üstü olması gerekirken günde üç mitinge koşturmasından ziyadesiyle rahatsızdı.
Dini terimler ve söylemler üzerinden yapılan siyaset, vatandaşın gözünde hiç de şık değildi.
Tıpkı Kur’an’ın ele alınıp milletin gözünün içine sokar gibi sallanmasını şık bulmadığı gibi…
Kendisi için millet iradesini önemseyenlerin, başkaları için sergilenen iradeye saygı duymamasını içine sindiremedi bu millet…
Milli irade kime teveccüh gösterirse göstersin, her türlü saygının üzerinde olmalıydı çünkü…
Bu anlamda sergilenen “tahammülsüzlük” hiç de iyi olmadı.
“Efendi olmaya değil, hizmetkâr olmaya geldik” ifadesi bu milletin ruhunu okşamıştı.
Fakat bunu söyleyen zihniyet, kibir ve enaniyet bataklığından kendini alamamıştı.
Bir memur bir göreve getirilirken dikkat edilen tek kıstas, kişinin hangi sendikaya üye olup olmadığı olmuştu.
Ya da siyasi görüşünün ne olup olmadığına bakılmıştı.
Liyakat, tamamen arka sıralara atılmıştı.
Mesela Ordumuz; Büyükşehir yapılırken çok ciddi yanlışlara imza atılmıştı.
Büyükşehir kararı Ordu halkına sorulmamıştı.
Halkın, o makamda hangi ismi görmek istediğine zerre değer verilmemişti.
Özellikle su faturaları, emlak ve tabela vergilerindeki fahiş tutarlardan inim inim inleyen Ordu halkının feryadına kulak verilmemişti.
Bu milletin nelerden hoşlanmadığı konusunda liste uzayıp gidebilir.
Bütün bunları görmek yerine insanlara “nankör-vatan haini” damgasını vurmak en hafif deyimle biraz ayıptır.
Oyların, her hangi bir partinin ebedi ipoteğinde olmadığını görün ve kabul edin artık…
Güzel işler yapıldığında bu millet herkesin hakkını fazlasıyla vermiştir.
Bu seçim, sadece “uyuyanların” uyandırılması olmuştur.
Hepimiz için demokrasi dersi olmuştur.
Tek adamlığa gidenlerin dizginlenmesi olmuştur.
Peki; HDP’yi meclise kim soktu?
Son derece gereksiz bir tartışma…
Çünkü hemen herkesin bunda payı var.
HOŞÇAKALIN

Yalnızca aboneler yorum yazabilir.

Abone Bilgileri

Abone girişi yapınız
Abone Kodu:
Parola:
Şifrenizi almak için tıklayın

  • Hava Durumu
  • Arşiv


Kaynak: Meteoroloji Genel Müdürlüğü






 Güneş Gazetesi © 2005-2025 Her hakkı saklıdır.